Simgeler bir kuruluşu, bir milleti, bazen bir siyâsi fikri temsil eder.
Türbanın simge olduğunu düşünenleri çok defa dinlemiştim, ancak bunun nedenini pek anlayamamıştım.
Yâni baş örtüsünden de simge olur mu, diye düşünürdüm meğer olurmuş?
Sıcak yaz aylarında Amik gölü en bereketli anlarını yaşıyordu. Amik gölündeki küçük ada köyü de bu bolluktan nasibini alıyordu.
Köylüler bu mevsimde, çok mutlu olurlardı. Yaz ayı bereket bolluk demekti. Ancak bu durumdan iyi faydalanmak, kış ayları için de, hazırlık yapmak gerekirdi.
Balık ve süt ürünleri satılarak, kış için zahire alınmaya başlanmıştı. Kış için yapılan hazırlık sadece bu değildi. Evler de kış için bakımdan geçiriliyordu.
Bir zamanlar kır bir dağın yamacına kurulu, küçük bir köy varmış. Ağaçsız, çiçeksiz kupkuru bir yer olduğu için, bu köyün adına “Kel Köy” demişler. Bu köyün insanları çok talihsiz olduklarını düşünürlermiş. Çünkü toprakları taşlı olduğundan bir şey ekip dikemiyorlarmış. Ekin ekmek, hasat biçmek şanslı insanlara nasip olur, diyorlarmış.
Kır dağlarına yağmur yağmaz, yağsa bile aniden sele dönüşüverir, olan toprağı da silip süpürürmüş. Eh böyle olunca hayvan beslemeye de olanak yokmuş. Artık köylülerin tek yapabileceği gençlerini şehre gönderip, onların gönderdiği üç beş kuruşla idare etmekmiş. İşte bu köye, bir gün genç bir imam atanmış.
Genç imam bir dağ köyüne gideceğini duyunca sevinmiş. Fakat köye gelince içi burkulmuş. Hayalindeki böyle bir köy değilmiş. Bir de, her evin yanında ya da arkasında, birikmiş çöp tepeleri görünce, hocanın canı iyice sıkılmış.
Ak Parti Hükumeti ile Eski Hükumetlerimizin Kürt sorununa bakışındaki fark:
Eski hükumetlerimiz Kürt halkını sefalete terk edip, suçlara yönelik cezaları hafifleterek mesela idam cezasını kaldırarak “Apoyu ipten alarak” Pkk’nın doğuda zemin bulmasına, militan toplamasına ortam sağladılar.
Yani Kürt Halkını ülkemize düşman etmeye zemin hazırladılar.
Merhaba. Bazen geniş bir dairede yaşanan olayları anlamak için küçük bir daireden yola çıkabiliriz.
Mesela bir İnsanın hastalığını ya da kan gurubunu teşhis etmek, anlamak için birkaç damla kanın numune olarak alınıp bakılması gibi…
İşte kendi bakış açımla geniş bir alanda yaşanan bir durumu, daha küçük bir alanda hayalen anlamaya çalıştım.
Ne zor uyudu biliyor musunuz?
Susun ne olur bebek uyuyor
Yerini mi yadırgadı, bilmem ne oldu?
Bakındı, ağladı saatler boyunca...
Sahi bebekler ninni ile uyurdu
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla
Ey iman edenler! (Biliniz ki) , hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! Tevbe sûresi:34
(Bu ayeti kerimin bazı tefsirlerini okudum ve dinledim. Bizler Müslümanlar olarak hepimiz kuranı kerimi anlamaya çalışmalıyız, ben haddimi aşmaktan korkuyorum, yanlış düşündü isem Allah’ın (cc) affına sığınırım. Ancak hem gördüğümü sandığım anlamı paylaşmamak bana bir vebal yükleyebilir endişesi, hem "bir ağaç rahmeti çekmez ama bir orman rahmeti çeker" kaidesi gereği, gördüğümü sandığım anlamı yazıyorum.
Ayrıca, Ayet tefsir etmek bilgi birikimi ve eğitim gerektirir, ben tefsir yapmaya kalkışmıyorum yalnızca okuduğum ayetten aldığım dersi yazıyorum.
Merhaba. Evrim teorisini duymuşsunuzdur. bir gazete haberi gördüm bu konuyu çağrıştırdı.
Almanya’da bir ormanda 49 milyon yıl önce yaşamış yarasalara ait fosil bulmuşlar, fosilin resmi vardı gazetede, günümüzde yaşayan yarasalardan görüntü ve büyüklük açısından bir fark yoktu. Fosili görenler onun yarasa fosili olduğunu hemen anlamışlar, 49 milyon yıl önce yaşayan yarasalara ait olduğunu ise inceleme sonucu anlamışlar tabi.
Yani iki tür arasında sıkışıp kalan yarasalar 49 milyon yıldır hala kuş olamamışlar.
Yani yarasaların uçabilecekleri tek vakit gece olmaya devam ediyor ve edecek.
Hayatta bir çok farklı konuda güvendiğimiz kişiler vardır.
Mesela (özellikle çocukken) yemeğimizi annemizin pişireceğine, harçlık konusunda babamıza güveniriz. Bir elbise dikişinde terziye, saç yapımında kuaföre, tamir işlerinde tamirciye, hukuk işlerinde avukata, mühendislik gerektiren işlerde mühendise, sağlık konusunda doktora...
Çünkü biz her işe yetişemeyeceğimizi, her şeyi bilemeyeceğimizi kabul ediyoruz.
Bu nedenle hasta olunca hekim olmaya, elbise gerekince terzi olmaya ya da mağaza açmaya kalkışmıyoruz.
Bir düşünün, düşünmek kolaydır, yapmak zordur demiş madem (Goethe) sizde kolay olanı yapın ve yalnızca düşünün.
Osmanlı İmparatorluğu, İngiltereyi işgal ediyor.
İngilizler kahramanca savaşıp Osmanlıları ülkelerinden atıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!