Amerika, Pyd ve Pkk’nın aynı şey olmadığını söylüyormuş, bizim kör aydınlarda bunları destekliyor. 30 senedir, Pkk Suriye’den ve Irak’tan gelip bizim Ülkemizde eylemler yapıyor.
Pkk’nın eğitim kampları Suriye ve Irakta. Hem Hdp’li vekiller bağıra bağıra "sırtımızı Pyd’ye, Pkk’ya dayadık" diye ilan ediyor. Daha bunun neyini tartışıyorlar anlamıyorum.
Pyd, Pkk’nın Suriye’deki adı o kadar.
Bu gün Aralık soğuğuna inat gülmek istedim, komik bir şeyler aradım, düşündüm sonra aklıma fıkralarımız geldi. Naseddin Hocanın bir çok fıkrası vardı. (Allah ona Rahmet eylesin)
Onun fıkralarından birini kendi kendime anlattım:
Adamın biri hocaya bir kuş gösterir, “bak hocam Allah ne güzel yaratmış değil mi? ” der.
Bu kuş bir Leylek’tir. Hoca “şu kuşu yakalayıp bana getirin” der. Kuşa uzun uzadıya bakar ve “canım bu kadar uzun bacaklı, uzun boyunlu ve uzun kanatlı kuş mu? Olurmuş” diyerek yanındakilerden bir bağ makası ister. Leyleğin, boynunu, bacaklarını ve kanatlarını makasla budar” ve işte şimdi bir kuşa benzedin der. Bu fıkradan sonra düşünceye dalmıştım.
Hamile bir anne dünyaya gelecek bebeği için dua ediyordu.
Dua etmek güzel ameller arasındaydı.
İnsanların yalnızca kendileri için değil din kardeşleri için, hatta bütün insanlık için dua edip, iyi dileklerde bulunması elbette merhametlilerin en merhametlisi Yüce Allah’ın (c.c.) sevdiği davranıştı. Bu nedenle bu annenin dualarını, sağ omzunda duran melek kaydediyordu.
Anne duasını henüz bitirmişken, gözle görülemeyen Âlemde bir hareketlilik başladı. Kabul edilen duaları kaydetmekle görevli bir melek geldi. Görevli melek, Annenin sağ omzundaki meleğe:
Belgesel seyretmeyi sever misiniz?
Ben severim hem dinlendirici, hem öğretici olduğunu düşünüyorum.
Özellikle hayvanlar aleminde enteresan, ibretlik kıssalar yaşanıyor.
Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde bir çok çılgınlığa kapı açıldı. Bu çılgınlıktan biri de sahtecilik.
Hayatımızın her alanında bolca sahte görmek mümkün. Hatta Çinliler yumurtanın bile sahtesini üretip
piyasaya sürmüşlerdi, ilginç doğrusu, insanlar ne garip sahtekârlıklar yapıyorlar ne demeye aklınızı, vaktinizi ve paranızı boşa harcıyorsunuz?
Neyse yumurtayı geçelim, nasılsa şu aralar biz o türden teknolojiye ihtiyaç duymuyoruz.
"Orda bir köy var uzakta" diye başlayan bir şarkımız vardır.
O köy, bizim köyümüzdür, görmesek de, gitmesek de o köy bizim köyümüzdür.
Hadi artık bu köye bir gidelim, yani artık bu köyün yolu var. Hatta bu köylerde zamanda yolculuk yapanlar bile var. Eğer siz hâlâ bu köye gitmediyseniz, çooook geç kaldınız demektir.
Yıl 1984’te, işte tam o, gidilmeyen görülmeyen köylerden birinde, ilköğretim beşinci
Yanlışın ve doğrunun çağı ve zemini olur mu? Yanlış her devirde yanlıştır, doğru her devirde doğrudur.
İnsanlar çağlar boyunca doğruyu aramış, kiminin doğru dediğine kimi yanlış demiştir.
Ancak herkesin, her kesimin hemfikir olduğu bazı yanlış ve doğrularda var, yani bu doğu içinde, batı içinde, sağcı içinde, solcu içinde ya yanlıştır, ya hepsi için doğrudur. Tabi tarafsız düşünebilenlere göre öyledir.
Bayramlarda hepimizin duymaya, ya da söylemeye alışkın olduğumuz bazı sözler vardır.
'Nerede o eski bayramlar' ' Hey gidi günler hey...! '
Bir çoğumuz, eski bayramların neşesini huzurunu ararız, belki çocukluğun verdiği bir heyecan ve neşeydi, o nedenle aynı tadı alamıyoruz diye düşünürüz.
Resim yaparken arada bir şöyle bir geriye çekilir çalışmanıza geniş açıdan bakarsınız. Zira tabloda bir aksaklık varsa bunu yakından bakarak çok net göremezsiniz. Ben de bu yazımda, birkaç tabloya geniş açıdan bakmaya çalıştım.
Şahit olduğum bir öykü: Türk ve Müslüman bir kadın, yıllar önce Almanya’ya turist olarak gider, orada kaçak olarak kalır. Almanya’da Türk ve Müslüman olan bir beyle evlenir. Fakat kocası çalışmıyor, üstelik kadını aldatıyordur.
Kadın bunlara dayanamaz eşinden ayrılır. Sonra bu hanım, oturum alabilmek için bir Alman beyle evlenir.
Dinimizdeki, dört kadınla evlenme hükmünün sosyal yaşantıya göre neden gerekli olduğunu bazı tefsirlerden ve yine bu konunun izahını Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hanımlar risalesinden okumuştum.
Özet olarak İslam dini, bir kadınla evliliği dörde çıkarmamış, aksine ondan, dokuzdan dörde indirmiş.
Yâni Rabbimiz bu izni tescillemeden önce dünyada Yahudi ve Hırıstiyan inancı ve bu günde görülen inançsızlık ve purpereslik gibi sapık inançların yaygın olduğu bir dönemde erkekler dört kadından fazlasını, himaye etmeye bile gerek görmeden alıkoyar veya köle diye satarlarmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!