Yakın gözlüklü sokak lambaları
Diker kenarı sökülmüş yolları
Sırtında kalın, simsiyah bir gece
Hüzün, tütün ve yara kabukları
Birkaç damla su gibiyim
Kök salmış elmada,erikteyim
Dağlara kafa tutmuş
Hırçın ince belli nehirdeyim
Gün görmüş,güneş tutmuşum
Varıp kara bir buluta vurulmuşum
S imsiyah bir gecede parlayan bir yıldız
Işık saçıyordu bu aleme,ki biz ona aşığız
Ü mmeti Muhammed'in ümitsizliğe düştüğü bir anda
Hazret Üstaz yetişmişti hemen imdada
S erseri kurşunlar bulmadan Suzi
Ah öpebilsem o gül yanağından
Yaprağına düşmeden kar tanesi
Bir tel koparabilsem saçlarından
Serseri kurşunlar bulmadan Suzi
"Koşmak zorundasın, devrilen atı vururlar"
Deyip gidiyorlar
Bir na'leyn için dört nala koşuyorum Tâif'e
Bilmiyorlar
Toydum,çocuktum;Toys'dan,Tolstoy'dan habersiz
Çay kağıtlarına düşülmüş bir not'tum,dibacesiz
İnceden söylendim tırnak tutmaz yamaçlara
Uzun uzun söykendim latif, gök dağlara
Uz gittim rotasız,yol çizdim yılankavi
Ve yılanlardan ögrendim S harfini
Şu akreple yelkovan kemiriyor
Takvimde sallanıp duran ömrümü
İhtiyar bedenim haber veriyor
Beni karşıdan seyreden ölümü
Her şey sağ elimden bulanık suya
İnsan bu; ateş, su,toprak ve hava
İdğam'dır Vav Elif'e, Elif Vav'a
Kalkıp gidemezsen dalıp gidersin
Sarı kalır yeşilin kucağında
Hallaç pamuğu çizmeliyim gökyüzüne
Heidi'ye de bir çift yazlık ayakkabı
Sepet örmeliyim kiraz bahçelerine
Kalp atışlarım tam isabetle vurmalı
Bulutlarda olgunlaşan yağmurları
Bulutlar silah çatıyor dağların ardında
Hüküm giymişim geceleyin ıslık çalmaktan
Korku yuvalanır yol büken ayaklarımda
Kaçağım, rüzgar hesap sorar yalnız ardıçtan
Sağanak sağanak kurşun,ara sıra kırbaç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!