Latif Gökdağ Şiirleri - Şair Latif Gökdağ

Latif Gökdağ

Mürşid'in yanında mürit
Gassal'ın elinde meyyit
Gassal'ı neden yorayım
Suyumu kendim koyayım
işte Cennet gir deseler
Fakr,Mürşit'ten emir bekler

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Lambalardan ve bacalardan evvel
Uyandım da sana baktım
Islık çalan eski bir pencereden
Sabaha kadar görünmez bir el
Dokumuş nakışsız bembeyaz kilim
Tavşanlar kalkıp gitti gözlerimden

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Ki ben Mona Roza,Karanfil Dağı gibiyim
Gökyüzüne asılmış madenci feneriyim
Gezmek istersen sana yeni yollar dikeyim
Uzan da ayaklarını yarpuzla ovayım
Çizik çizik avuçlarına kekik koyayım

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Beş parmaklı çınar yapraklarından
Uzan da anlat bana kara yılan
Kâh Yusuf'un atıldığı kuyudan
Kâh kutlu durak Sevr mağarasından
Papatya kokulu kan vereceğim
Uzanan şehadet parmaklarımdan.

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Bu benim işim,cüssemden büyük olanı taşımak
Sıcak güneş altında alından ter akıtmak
Bu benim işim,büyük taşın altına el koymak
Tek güvencem ince bel ve birkaç sıska ayak
Dedim ya...
Bu benim işim hiç durmadan koşturmak

Devamını Oku
Latif Gökdağ

İşte geldim katran ağacı
Gövdemi gölgene sermeye
Ruhumu budaklarına germeye
Üzerimi dallarınla örtmeye
Yüzümü toprağına sürmeye
Gözyaşımı köklerine dökmeye

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Dalı beğenmedi.
Rüzgar bahane.
Düştü kozalak.
Koştu ırmağa.
Salına salına.
Kaç ülke kaç memleket.

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Ruhum kare kare taşlı, karacaahmet
Bedenim pare pare,dört hisseli et
Kurban olamadım sana,affet beni
İbrâhim a.s toplatamadım kendimi

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Nazlan,sallan, yaprak düşür
Fakat,acele etme kurumak için
Sadece kuşlar değil
Rüzgar bile dal arar konmak için

Devamını Oku
Latif Gökdağ

Bilmedim,kuş dilinde ölüm kaç kelime
Gittin,yaralı bir gökyüzü bırakıp üstüme
İçimde kendime bile yer kalmadı
Gömdüm seni toplu kabul önüne

Devamını Oku