Efendim,
Arz ediyorum
Kapı ardından:
Müminleri bağışla
Ve dahi düşmanlarımı da.
Kendim için bir şey diyemem
Her gece yorgun bir çift göz düştü
Mektup ve tebligatlar üstüne
Belki hayal belki birer düştü
İyi bir hayat,ekmek üstüne
Eller var ki güvercin ayağı
Dağıtıyor umut ile zehri
Ey sevgili ,yolun düşerse bir gün AVPİM’e
Bir can yoldaşımla tanıştıracağım seni
Haline bakıp da sakın onu küçümseme
Üzerindeyken kral zannedersin kendini
Nasıl sevmişim bir türlü ayrılamıyorum
Yaylaca bir şerh düşüldü kaderime
"Gececil kuşlar gibi konacak "P" harfine
Payandasız "T" gördüm her gece
Sağlı sollu peynir asar anam görse
Bir de yerde yatan gölgesi
'PTT' acaba ne ola ki
Çatısında kuşların yuva yaptığı
Bahçesinde çiçeklerin açtığı
Alındaki terin tozla karıştığı
Ah benim ilk göz ağrım
Aşım, gözyaşım, yirmi beş yaşım
Önce memurun oldum senin
Ruhum,kalbimdeki kuyuda
Yusuf gibi
Birgün anlarsın
Nefsim su döküyor kuyuya
boşaltmak için
Her gün ağlarsın.
"Bir gün gitsen bile hatıran yeter"
Sadece bir satır, ne fark eder dedim
Kırk katıra yükledim,götüremedim
Yazmam gerek,bitmeden ömür mürekkebi
Yaşamak kalemimde
Gönlü yaylak,başı toros dağı
Gel Bey'im bizim eller sulaktır.
Yamaçta otlanır kuzuları
Gel Bey'im bizim sular harlaktır.
Türkü söylersin bundan kime ne
Dağ çayı biten uçurumlardan geçerek
Kozalak düşmüş taşlı yollara koyuldum
Kekik kokulu serin sulardan içerek
Buzdağının beyaz sofrasına oturdum
Salkımsöğüt ardım sıra bakıp ağladı
Demiraçma köyünde ihtiyar ev
Yorgun duvarları yüzyıllık hasır
Paslı tokmağında nasırlı bir el
Çitlere dargın bakar kesik çayır
Örümcek keyf yapar kendi ağında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!