Öyle bir köprü ki geçmem gerek
Türkoğlu Türküm, küffara lanet
Zehrederim esareti zincirlerime
Eder ise icabet!
Tecelli ederse kanım yeryüzüne
her şeyin ucuna hapsedildim
ya olsaydım ya da olmasaydım keşke
mesele bundan ibaret olsaydı
ya olur gibi olmasaydı
ya da olmasaydı keşke
kimsede olmayan kanatlar taktılar bana
Cemiyetler dolusu içilen kör şarabın
Koşulsuz teslimiyet tebliğine ayaklanışı esnasında
Gümüş cevheriyle donanmış tepsiden
Kırmızı pabuçlarının uçlarına devrildi bulutlar
Kötek sızdıran geçmişin özgür rüyasında
sahipsiz sanıp binilen o geminin
içine okyanuslar ektim
kaşım atardamarı gibi sallandı ama
senin tongan hırçın deremi durduramaz
attığın tekme beni devirmedi, şeytan
kalkıyorum, kalkacağım
düşler daima yaşanılandan afilli gelecek
sesi çıkmayan melodilere kalacak ortalık
gel de diyemem sana nasıl kıyayım
günbatımıymışsın ama yok benim sabahım
zulmüm benden gelir
aynı güneş yüzümüze vurdu
geleceğin sessiz kadını
söyle bana nerede kaldığını
yaşlı bunak ve çaresizleştim son zamanlarda
usul usul konuş
bazen çat kaşlarını
onmaz bir tavra bürün bazen
upuzun vedalarını göster bana
öyle veda et ki
çiçekler utansın solmaya
haber et iyi misin
nail kaldım habersiz yoluna
kırık dal oldum ağacına
sen gelmedin, ben vurdum saza
lale açmadı, ben vurdum saza
yolma düşümü yoksa gözleri kan eder tan
yol küsmez okşasa sözlerimi anbean
ol dese sarsa benimi yan diye yan
o korkusuz özlemdir etme ziyan
iblis sohbete başlasa kim susar
ayın mavisi yansıyınca sulara
çekildi balıklar karaya
ben bir balığım, gece vakti
sen bir topraksın, aysa mavi
absürd yapbozunun en anlaşılmaz parçası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!