Yağmur sonrası ıslak toprağın kokusunda,
Ve, ardından açılan renk renk gökkuşağında,
Durgun havada, ovada, dim dik duran dağlarda,
Yılmadan hasretinle, aşkla aradım seni.
Bazen gonca gülllerde bazende sümbüllerde,
İnişli çıkışlı bu yol, düz yola nisbet!
Kaderinde varsa, yükselirsin elbet.
Sabrı bilirsen, her inişte bir müddet,
Sonrası felah olur, sen çıkışta şükret.
Kâinat hizalansın, selam dursun ruhuna,
Arşa çıkan kapı bu; çık basamak basamak.
Nefsin kalsın yerlerde, kelam vursun ahuna,
Aklına gelmesin hiç, dönüpte anımsamak.!
Çalsan, çırpsan ne fayda, az deme bir tas aşa,
Helalinden çalış ki; zerresi sığmaz arşa.
Asıl sevgi nedir, yanyana olmak mı?
Asıl sevgi nedir. gözgöze diz dize mi?
Birikmiş acıların dağlar kadar olsa da..
Hasreti yudumlayıp ahireti gözetmek mi?
Asıl sevgi nedir, kaderin ekseninde tutsak
Aşk; kanadı kırılmış kuş gibi merhamete muhtaç.
Aşk; limana yanaşamayan gemi gibi sahile aç.
Yemeğin tadı, gülün kokusu yok. Bedeni kaplayan bir sarış.
Dipsiz kuyu gibi, kaybolur neşen. Her zaman özlem ve yakarış.
Nefes alamadım, denedim olmadı
Saatler geçmedi zamanda tükendim
Sabır taşım çatladı kendimden geçtim
Yollar yabancılaştı kayboldum gittim
Zormuş, zormuş be gülüm umursamaz gibi davranmak
aşk; ud
aşk; ateş
aşk; şaşmak
aşk; susuz kuyu
aşk; çölde güneş
aşk; bitmeyen gece
Karşı karşıya bina, camlarda göz izi var,
Kat kat basamak, in, çık, her dönüşte aşk var.
Adam çekmiş bonzai yi,
Çıkmış çatıya belli.
Deniz sanmış yolları,
Atlamış balıklama.
Çakılınca yerlere,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!