Yoluma çıkma
Akıtıp güzün simsiyah kirlerini sokaklara
Kıskanç bir nefes alıp verişin üşümelerine buharlaşır hep
Bedenime yuvalanmış zail sonbaharlar…
Sanki bir şey fısıldar
Sanki bir şey ima eder
Vaktin midir hayatlar?
Kuru,
Teneke ya da kof…
Gecede,
Karanlığa kaldığın hissinde belki,
Kaç zaman oldu yürümeyeli
Kendimle...
Kaçıp insanlardan
Caddelerden
Şehirlerden
Ve
Boğazımda yırtınışlarımın iniltisi
Kurbanıyım vakitsiz bir ayaz kalkışmasının…
Bir isyan geçididir zedelenmiş bağırları sellerin
Sürükler birlikte çer çöp ve maziyi alıp
Can evimden vurup diplerime gömülü kıymetlerimi…
Hem de kimselere hissettirmeden
.
.
.
Usulluğun kaç hakikate sel olup ölüm kusacak
Daha…
Habil’e tutunabilmek diyorsun, oysa zor…
Öyle esrik ki kelimeler
Derdime vermiyor teselli...
Sararmış ve eskimişlik
Ruhuma ne zamandır musallat
Bilemezsin...
Korumasız hep yüreğim zemherilere
Susuzluğum,
İçime dokunamayan yağmurlar aslında...
Belki öncesine vakıf olamadığım bir sual,
Ya da,
Sonrasız düşüncelerimin yaprak dökümü...
Körelen vakitlerin susuşları vardı nice zamandır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!