En başta yaşamımız.
Ondan sonra da sağlığımız
Ve de dünyanın bütün nimetleri
Emanet verilmiştir bize.
Anamız, babamız, tüm sevdiklerimiz
Yükseklerde uçan kartalımı
Sakın vurmasınlar....
Onsuz bırakmayın ovalarımı
Süzüldükçe gök yüzünde,
Bulutlar selamlasın onu.
Yürü bakalım yürü kocaman...
'Yolun sonuna geldim' deme sakın,
Binlece yol varken önünde,
Gerileme! ... 'Bu yolda bitti' deme.
Yolmu sorarsın Kocaman! ...
Hep söylense hep anlatılsa da,
Sen bomboş gözlerle bakıyorsun dünyaya!
Ne çare'ki 'boş' demişsin bir kere,
'Herşey boş' sence dünya da.
İşte böyle anlamsızlaşmış herşey,
Hani 'hesabımız var onlarla' demişti:
Onu gördüm, yine semer sırtındaydı.
Yine pabuçlarının ökçesine basmış,
Sırtında, kale gibi yükün altındaydı.
Kimdi hesaplaşmak istedikleri?
Yükselen toz bulutu ardından
Sen de 'bin atlı',ben diyeyim onbin
Kırkbin kadarda nal şakırtısı,
Her yanı toz duman ederek,
Yıldırım gibi buralardan geçtiler.
Bir bilseniz, ne çok severim sizleri
Gözümden esirgerim, canım gibisiniz.
Bakmayın 'sen', 'siz', dediğime
Sizler benim gözümde bir tanesiniz.
Zümrğt ağaçlar altında
Yağmurlar başlamadan,
Geceler akıp gitti bir,bir,
Ömrümüzü de peşinde sürükledi.
Gölgeler daha da soluklaştı,
Gündüzler sanki eridi.
Gecelerin karanlığı,
Gündüzlere baskın çıktı.
Bu günde akşam oldu,
Donmuş gibi soğuk ay üstümüzde
Zalim şubat soğuğu bastırdı;
Ne kadar sarınsak, korunsak da nafile.
Yarında böyle yine akşam olacak
Biliyorum, sabırsızlanıyorsun bebebğim
Nasıl olsa sende büyüyeceksin;
Rıhtımlarda kalkışa hazır bekleyen
sabırsız gemiler gibi,
Demir alıp yelkenlerini şişireceksin.
Ve de pupa yeleken dalacaksın okyanuslara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!