Kemal Polat Şiirleri - Şair Kemal Polat

Kemal Polat

Sizler tanıyamadınız bizleri,
Gür ormanların ulu çınarları gibiyiz.
Doğup büyüdüğümüz toprakların bekçileriyiz.
Tüm ayrılıkları yaratanlar sizlersiniz.

Hep güneşin doğuşunu bekledik:

Devamını Oku
Kemal Polat

Bir sis bulutunun içinde kalmış gibi
Anlaşılmaz bir ağırlığın altında
Eziliyormuş gibi olursun;
Bulutlar geçip gitse, sisler dağılsa da
Eksilmez içinizdeki yalnızlık korkusu..
Oysa hepimizin kaderidir; biliriz:

Devamını Oku
Kemal Polat

Anadolunun vefakar ve cefakar insanı:
Bu ülkenin, taşında toprağında
Tuzunda, ekmeğinde, hasılı her şeyinde
Hep senin alın terin, emeğin var

Anadolunun bağrıyanık insanı,

Devamını Oku
Kemal Polat

Kurtlar sofrasına oturursam,
Bil ki onlar gibi yiyeceksin.
Kurtlar gibi davranacak,
Onlar gibi dalacaksın.

O sofraya oturmak kolayda;

Devamını Oku
Kemal Polat

Durdurulamayan bahar geçişlerinde
Son kuşların ötüşünü dinlemek
Nasıl olsa geçip gitti baharlar diyerek,
Umutları, amaçları başka baharlara ertelemek.

Her sorunla baş edilmesi gerekirken insanım…

Devamını Oku
Kemal Polat

Korkunuz Allah'tan korkmayanlardan,
Onların gücünden,şerrinden, zulümlerinden,
Korunmak için; direnebildiginiz kadar direnin
'Çaresiz kaldım 'diye, sizde şiddete yönelmeyin
Çaresiz anlarınızda Allah'a, yalnız Allah'a sığının.

Devamını Oku
Kemal Polat

Biri biterken, bir diğeri başlayan
Sürekli savaşların yorgunuydu insanlar.
Yanmış gibi kapkaraydı topraklar
Yas tutarcasına durgun akardı sular..

Ordular ve insanlar savaş yorgunuydu.

Devamını Oku
Kemal Polat

Sana bu mektumu
Liman rıhtımndan yazıyorum
Limana kocaman bir gemi yanaştı
Gemiden turistler iniyor,
Ama sendeler gibi yürüyor,
Etraflarına şaşkın şaşkın bakıyorlar.

Devamını Oku
Kemal Polat

Sen, Abidin sen! .....
Bana mutluluğun resmini çizebilir misin?
Çizmek istersen al ilk sipariş benden.
Bolca bordo şarabıyla peksimetler alırsın,
Böylece sağlanmış olur günlük nafakan
Sende artık vazgeç açlıktan sızlanmaktan

Devamını Oku
Kemal Polat

Bir demir pençe ki elleri
Yüreğimizin üstünde
Öylesine sıkı, öylesine ağır...
Canımız başka türlü acır,
Bedenimiz başka sancır.
Kimin için yaparlar bunu?

Devamını Oku