Beni benden alıp ömrümü yiyen
Ellere güldürdün yaşarken öldüm
Ateşler içinde karalar giyen
Gülmeyi unuttum yaşarken öldüm
Zevki sefa haram oldu yıllardır
Niye derler, bunlar yaşlanmış diye
Kalp yorulup, baş düşmeyince yere
Başlar eğik, dertler çoğalsa bile
Yaşlanmak elde mi? bilse herkes de
Acı keder katar katar dizilir
Baktım sana hazırlıklar başlamış
Vakit gelmiş, gidiyorsun o yola
Dön bak hele heybende de ne varmış
Yarar mı hiç vardığında orada
Yaşarken düştün, dünyanın derdine
Bak semaya, ne görürsün orada
Bir güneşi, bir yıldızı bir de ay
Pırıl pırıl parlıyorlar orada
Nurunu da nerden alır bilmezsen
Boşa geçen şu ömrüne vay ha vay
Mihraba minbere çıksan da her gün
Doğruyu demezsen vebal sendedir
Parasızlar gelir beş vakit her gün
Paralı gelmezse vebal kimdedir
Makamın geçerli öyle bir yer ki
Bu gün benim veda günüm diyeyim
Ay bile doğmadı karardı gecem
Aklım yön vermiyor nere gideyim
Dillerim lal oldu sessizdir gecem
Yaralı yüreğim şaşırdı yönüm
Ne kara kış da kaldım, ne ayazda
Bedenim yanarken üşüyor gönlüm
Beynim döndü fokurdayan kazana
Gözyaşı akarken, üşüyor gönlüm
Dert sahibi birer birer artıyor
Utancın Bedeli
Utancın bedeli ağır olur sevende
Sevmeyi bilmeyen, utanmayı ne bilsin
Sevenler dost olur, hata yapmaz güzele
Gerçeği bilmeyen güzel, dostu bilemez.
Utandım gardaş, utandım kendimden
Utandım sokak da dilenen şu bebekten
Kurtlar kuşlar yavrusuna sahip çıkarken
Ananın çöpe attığı bebekten utandım
Her gün kocasından sopa yiyen kadından
Uzaktan gelen bir ezan sesi
Uykudan uyandırır uykulu insanları
Haydi bekliyor, sevenleri
Duyan duramıyor yerinde
Geçer harekete aheste aheste
Daha gün bile doğmamıştır ortalığa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!