Gel de yazma bunları,
Yazma,kara yazıları.
Yazarsan sanki bozulur,
Eski yazılanlar…
Kimler,kimlere muhtaç kaldı dünyada…
Aslanlar görülmez oldu.
Hele bir derinden düşün.
Silahsızsın,suçlusun.
Namluyu bağrına dayamışlar,
Ellerin,kolların bağlı.
Dövülüyor,sövülüyorsun.
Hükümet de onlardan yana.
Ne insanlar var dünyada,
Ne yaratıklar.
Ne fikirler var yeryüzünde,
Ne emeller…
Ne şeytanlar var aramızda,
Ne fesatlar…
Gamlar sırtıma yüklendi,
Bedenim çıbanla süslendi.
Zorluklar yoluma üslendi.
Bilmem anam neye güvendi,
Beni dünyaya getirdi.
Bu kan böyle çok dökülür daha,
Çok haksızlık olur bu memlekette.
Çok canlar yanar,
Tarafsız bir devlet oluncaya dek.
Bu ızdıraplar çok çekilir daha,
Bir gün bu yollarda düşüp ölürsem eğer,
Beni arayacak mısın?
Kefenime yetecek kadar para,
Çıkmazsa üzerimden,
Kefenimi alacak mısın?
Toprağa götürüp gömmezlerse beni,
Fuzuli boş,ağrı dert,
Fuzuli ağrı, boşa başa dert…
Dertler boştan gelmez aslında.
Fuzuli, gerçek kadar gerekli,
Ağrı,varlık kadar ispatlı.
Fuzuli şair,AĞRI,şiir kadar kalıplı…
Zamanımız dünyasında,
Zorbalık morukladı.
Sömürgecilik ölmek üzere.
Onlar gücünü kaybetmiş.
Son günlerini yaşıyorlar…
Artık bitmiş,tükenmişler.
Dostluk bağı kalmadı,
Mertlik çağı kalmadı,
İnsanlık duygusu kalmadı,
Göçtü gitti dünyadan…
Sevgi saygı kalmadı,
Belki hırçınım haksızlık karşısında,
Acı olur gerçek sözler,
Söylerim…
Çekinmem,
Karşımdaki felek olsa da…
Beni anlamıyorlar,anlayamıyorlar…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!