Yürü bire Bulgar Dağı
Hemen dağlar sende m'olur
Yaylalı sünbüllü yurtlar
Büyük evler sende m'olur
Eteğinde kervan işler
Yürü bire Gündüzlü'nün ovası
Hanı seni seyran eden melekler
Görem dedim gül yüzlümün yüzünü
Göremezsem bu dert beni helekler
Kapısında kara kullar olduğum
Yine esdi muhabbetin yelleri
Baktım hoş geliyor falı yavrunun
Vardı sana uğradı mı yolları
Parlayıp gidiyor ili yavrunun
Ayın on dördüne benzer cemali
Yürü bire yalan dünya
Senden murad alınır mı
Pek dolukmuş humar gözler
Buna çare bulunur mu
Hem okudum hemi yazdım
Zevkim artar gelir gönlümün şanı
Sevdiğim benimle olduğu zaman
Defeder giderir gönlümün gamın
Yar gelip yanımda güldüğü zaman
Söyledikçe lezzet verir sözünde
Dün gece dün gece gördüm düşümde
Göçün çekmiş gider ili Zeyneb'in
İnci mercan gibi ufak dişinde
Tatlı tatlı söyler dili Zeyneb'in
Zeyneb pek küçüktür haldan bilmiyor
Yeter olsun yeter olsun
Çok ağlattın yeter olsun
Turalanmış sırma saçın
Çözen benden beter olsun
Karadır kaşların kara
Turnam yavrusun aldırmış
Havada çığrışıp öter
Günde görürken yüzünü
Ayda bir gördüğüm yeter
Ne bakarsın melül olup
Yıkılası şu dağların ardına
Aşıp gider bir gözleri sürmeli
Cennet-i alada bir gül açılmış
Kokar gider bir gözleri sürmeli
Kuru kütük yanmayınca tüter mi
Bu gün çay bulandı yarın durulmaz
Gurbette ölenin gözü yumulmaz
Muhabbetli dosttan gönül ayrılmaz
Yol ver dağlar ben sılama gideyim
Eğlen turnam sana haber sorayım
karacaoğlan gibi biri sanmıyorum ki bu dünyaya gelsin. şiirleri akla hayale sığmayacak kelimelerle dolu.. mekanı cennet olsun inşaallah....
Halk türküleri bambaşka..
Karacaoğlan Efsanesi
Asıl adı Hasan’mış. Daha bir yaşına basmadan anadan öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış. Bir daha da dönmemiş. Böylece küçük Hasan ortalıkta kalakalmış! Anasının “Karaca” diye sevip doyamadığı Hasan’a köyden Ser ...