Bana derin mavilerden....
Yasemenlerden bahsedin kuşlar
Ömrüm sonbaharı saydığım
Gönlümün son anahtarından
Özlemi bağrımda kışlayandan bahsedin
Bana derin mavilerden...
Ya sen benim tutamadığım göz yaşımsın
Ya da çoban aldatanım
İçin için ağladığım
Yağmuruda ıslandığım
Belkide gökkuşağımsın
Ama ben sana hep aldandım
Hiroşimayım ben
Nagasaki
Yokluğundur istanbul sokaklarıma
Düşen atom çekirdeği
Ve ben ölürüm
Gece ve gündüzlerde
Ben seni hiç sevmedim ki
Sadece görünce elim,ayağım karıştı
Sokaklar,caddeler yozlaştı
Tabelalar konuşmaz
Anlatmaz,oludu istanbul'u
Erol çakır öğretmenevi kayıptı
Saksıda kurumuş gözlerim
İçtiğim çay bitmiş
Boş bardak solur sokaklarımda
Senin dudakların var,bardağımın diğer kıyısında
Atmış oltasını bana
Bekliyor adeta
Bir başka sabaha uyanacağım,sensizce
Belki de sensiz uyumayacağım yine
Her yanımı sararken gece,
Çanlar çalacak
Gecenin zifirisini sağacağım gözlerime
Ve daha bir özleyeceğim seni,
Bir başka hatırlamak seni
Bir başka,yaprağın savruluşunda,
Derin mavinin kırılışında
Fesleğenlerin keskin kokusunda
Bir başka…!
Gelip,gidiyorsun mısralarıma
Zamanın acımasız yanağında
Bir adım ötesi derinmavi deniz
Düşürüyorsun beni çocukluğuma
Ufacık bir nazın çelimi altında
Bense buruşturup,atıyorum yüzümü
Bir can dın içimde
İki hecelik isminle
Bircan
Tutkulu akşamlar
Geçerken sabaha
Sıcaklığındı aradığım
Böylemi olmalıydı
Böyle hazan
Böyle nisan
Böyle bahar
Böyle sensiz avlanmalar
Sensiz gözlerde kara bulutlanmalar
bu kadar güzel şiirlerin okunmaması bir kayıp