Yollarım kırık bana
Aynalarsa ıslanmış
Çil çil olmuşlugum
Yüzünde oynaşan aynada
Tararken yüreğimi
Ah sen yokmusun sen..
Özlemi derin mavi güzel
Yerlerin, göklerin hakimi dilber
Nereye kadar gidiceksin...
Bu özlemin günahıyla
Hangi baharı kış edeceksin daha
Yunus Gibi Yanmak Var
Leylayı verselerdi mejnuna
Bir ilkbahar yağmuruyla
Dökülürmüydü bunca yıla
Dökülürmüydü aceba
Yüreğini çöz gözlerimden
Geceye inat ay ol sesimde
Yağmuru kırdık
Dersi kırdık
Okul sıralarını da
Ama eylülü asla
Gözlerinde düşün beni…!
Her kestiğin göz yaşında..
Yanağında düşün beni
O ilkbahar yağmurunda
Papatyada düşün beni…
O İlk tuttuğun aşk fallarında…
Yeri göğü bedeni aldı sevdan
Uçuyorum şimdi hiç durmadan
Konmak yok yere göğe
Senin sevgin özleminle uçmak düştü cana
Var ise şayet vurulup,hayattan kopmak
Olsun senin sevdanı sırtlanarak
Bu bir tutkunun iz düşümüydü
Geçmişin söğüt salkımı özlemin saçağı
Bir oyana bir buyana savurduğun ten
Düşürdüğün göz yaşın soframda gezinen
Bir nefeslik çorbam ardı içimde ukten
Titrek bir nefes cılızca göğüs kabartısı
Gözlerim düşüyor toprağa
Dilimde isyanım telvesi
Yüreğimi sarmışken zemheri
Sivas düşüyor yolum rotası
İçimde akan kan kızılı
Kiraz dudaklı sevdam
Tutsak saatler bunlar...
Yasak saatler...
Sevgilinin gelmediği...
İçimin,dışımın sancısı dinmediği..
Ömrümün kül edilip,kaderin gülmediği...
Bir saniyesinin,bin yıl hissedildiği...
Dağlarda düşün beni
Kırlarda seninle el,ele gezdiğimi
Daha dün,daha dün böyle idi
Gılemşeler gözlerimiz
Çiçeklerde ellerimiz
Nefesimizde,nefesimiz
bu kadar güzel şiirlerin okunmaması bir kayıp