Bakın Madam burada duramam
Çünkü ve lâkin
Ben artık kalıbı saptayamam
Sizi niçin alsın bu helecan
Mohave çölüne (1) mi geçtik aradan
Yılansız bu çöl, kaplansız,
Kaypak ve dönek Ankara’da
İlk ayazı yediğim iklim bahardı
Ve topuklar gibi kim
O aklı evvel çocuğu
Yolu yokuştu:
Büklüm Sokağı
Bir kii üç dört :
Bu dönüşte sevgin,
Bu duruşta ruhun var!
Kesin, keskin, ansızın
Açılıyor yüreğin:
Ferman yok artık;
Tuhaf değil mi
Bu denli uzlaşmak
Ve silmek varoluşu varlıktan
Bir bellek gerçeğini bile duygudan
Kişi bir gün gelip korkusundan korkuyor
Artık pek kimse yok arayan
Soran…
Çoğu öldü eski dostların
Kalanlarınsa
Dostlukları
Bu prelüd bir hiç
Asılsız sevinç
Yoktur inanasım
Tanrım sen banasın
Tamtamları dans ettiren bu rüzgârlarda işim ne?
Ateş kuşum benim,
Tüm bu gökler kanadı
Tutkulardan alevlerle
Ritimlerden kopuyor
Çılgın terler içinde yasaklara uçuyor...
Velhasıl bu bağ bozumu keyfinde
Kardeşliği kutsadık
Kızarmıştı salkım salkım umutlar
En içten gülüşlerle yarınları kutladık
Kollar bellerde yüreklerde ritimler
Çılgın esrik çağlardan geleceğe ulaştık
Bahse girerim bahis bitti
Devinimler devrildi
Bir hortumdu ömrümüz
Canımızı emdi gitti
Yok kardeşim
Çok günler geçti
Ben bilemem artık Balboa Parkı
O ikindi vakitleri
Şimdi gece rüyalarım oldular
Ellerin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!