bir sabah geleceğim
beklemediğin bir sabah
kapında, kavuşmak üzre
şarkılar söyleyeceğim...
sen sabah düşlerinde
burnumda o tat
dilimde o koku
karışır canlarımız
ebru kâmil olur
kâmil de ebru
mesafeler cinaslı
uzaktan sev beni yar
uzaktan sev beni
dolunay şahidimdir
jüpiter şahidim
küsme yok tafra yok hanemde
seviş benimle
ve git
orman karanlığında kalsın
ve nemli dudakların
son anısı
aşık ol bana
kızgın bir ay doğuyor güllükdağı sırtlarından
yamaçlarında yolunu şaşırmış kertenkeleler
kekik kokusundan yoksun vadiler, çam ve reçine sade
ay kızgın... ışığı, donuk ve mavi, aralayıp iğne dikenleri
yer bulmaya çalışıyor adaçaylarının mersinlerin kalabalığında
oysa uzaklarda, aşağılarında rutubet yüklü yamaçların
siyam balığı gibi geceler
kavgacı, hoyrat, acımasız
deniz kurşuna çalan çelik mavisi
kuzguni karanlığında çitle çevrili bahçelerin
portakal çalardık ağaçlardan
çare yok -gün be gün eriyor ilk yaz çiçekleri
sızdılar pencereden
gece, yalnızlık ve puşt
aynı yoğun akışkanlık
ve aynı sinsi riyakarlıkla
insan böyle mi uzak olur şehrin ışıklarına?
ve karanlıktı beni mahkum ettiğin bozkır
ufukta
çok uzaklarda
göçerler çadırlarını topluyorlardı ağır ağır.
adına yaraşır bir sıradanlıktaydı yaşam:
kır'dı ve boz'du
ah bu sevdalar yok mu
bu kara sevdalar
her akşam gelip de melun
bir şairin ciğerini didikler
ah bu sevdalar yok mu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!