Yeni yeni filizlenmeye başlamış
Gönül fidanlığını.
Elleriyle yakmaya çalışması
Gibi hainlerin...
Cayır cayır alevlerin sarması gibi.
Dört bir yanını hasretin..
Gözü dönmüştür artık
ayakları da titrer.
Zamanı gelmişse eğer
çekip sağa bekler.
Çıkmamışsa yevmiye,
alır içini bir telaş.
Sen sen diye akar bu gözyaşlarım
Sabaha dönmüyor saf akşamlarım.
Yatağımdan taşar durmaz akarım.
Gem vurduğum bu sele merhaba!
Gözümde ferimsin kalbimde nurum.
kırmızı gecelerin soğuk yüzleri kapımı çaldığı zaman
rüzgarın uğultusuyla irkiliyor kararmış düşlerim
sanki kırılmış bir dal çıtırtısı yankılanıyor derin odanın sessizliğinde
sağa sola çevrilen gözlerden akan yaşların çağıltısı
kudurmuş şelaleler kadar tırmalıyor kulaklarımı! inan ki…
Gece ayaz, sokaklar soğuk,
Sabah, senden korkarım, içim buruk.
Sürülmüş ellerim, titriyor sesim,
Vurmuş yuları boynuma, kimsesiz gecelerim.
Gün ağardığında dün yine,
Boğazıma düğümleniyor her şey.
Nefes alamıyorum, senden bahsedilince!
Yutkunuyorum!
Sanki;
Yaşadıklarımı yutmak istiyorum!
Her dönüşümde seni ararken arkamda,
Suskun şarkılar bulurum yanı başımda.
Basılan her perdede izlerin, yapışmış parmaklar;
Bir gün beni de bulur mu?
“Bam teline asılmış, hüzünle yağmalanan notalar.”
yıllar sonra o güzel gözlerini görünce irkildi yüreğim
yeniden hissedince tatlı buselerini, gülücüklerinde huzur bulan kalbime acıdım
uzun uzadıya daldı, sana olan inancıma yalvardı bakışlarım
avucumun içinden süzülen damla damla gözyaşına yalvardı ve hıçkıra hıçkıra ağladı..
korktum bir an.. gözyaşlarımı ellerinle sileceksin, ağlama diyeceksin..
Bak şu sedir ağacına,
Şapka çıkarmış ormana!
Kuşlar ne güzel şakıyor,
Yuva yapmış dalına.
Küçük çam ona gülüyor,
El sallıyor meçhul, yolsuz anafor.
Hasreti kim çeker, gel de bana sor.
Yakıyor içimi, ateşten bir kor.
Sormadan başına, kakar giderim.
Sonsuz bir sevgiyi, vaat etmişti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!