karanlığa doğru üfledim nefesimi
duman, duman seni çektim içime
bir pişmanlık yaşadı yüreğim, bin pişman
şaşkın aklıma sarıldım görünmeden
bir kara sevda sardı ki gönlümü bilmeden
karanlık, hep karanlık
bir tarafta asılıyor aslına sadık hafız, ezan-ı muhammediyeye
bir tarafta yıkılıyor duvarlar, çalsın sazlar, vuralım dibine dibine
bedenim aklıma darbe indiriyor, çekiştiriyor, çektikçe nazlanıyor
kafese konulmuş muhabbet kuşu gibi, aynı sözleri tekrar ediyor
“karanlık ve daima karanlık..”
Sevgi diyordum; sevgi anlamsızlaşıyordu.
Unutulmuş gibi çıkıyordu hayatımdan.
Kalbimde yitirilmiş umut.
Günlük hayatın ardında bekliyordu.
Anlamsız kalıyordu adını andıkça.
Aklımda önceden kalmış.
Kilyos;
Bir başka güzeldi,
O gün..
İlk kez öpmüştün beni.
Sarılmıştın ilk kez,
Ben ağlayınca, hıçkırıklara boğulacak!
Gülümseyince, kahkahalarla dolacak!
Olmaz deyince, olsun diye uğraşmayacak!
Olur belki dersem, vazgeçirmeye çalışmayacak!
Birini arıyorum, bir sevgiliyi!
Kapıyı vurmuş,
girmek istiyor içeri
Cevap gelmez odadan,
beklenir biçare!
Lafını esirgemez de konuşur,
öteye beriye
kimine göre başsağlığı dilemek gerekliydi
kocaman bir tebessüm göndermek yerine
karanlık camların arkasından ince bir süzülmeyle birlikte
biraz üzülmeli, biraz da vah vah çekilmeliydi
ve
köküne kibrit suyu dökülmüş ne kadar hain varsa
cinayetin mahkumiyeti,
___________beyne sıkılan iki mermiyle sabit!
taammüden işlenmiş el hareketi, tetiğe basan işaret ile bitik..
hain parmak, mahkum ceset
ve
hüküm giydirilmiş düşünce,
kim bilir,
__hangi balık kaptı?
____denizde oluşan anafor,
_______aldı götürdü akıntıyla uzaklara.
kim bilir?
ceketimin düğmeleri bağlı kapınızı çaldığımda amirim
biraz önce kaleme aldığım şikayet dilekçemi sakladım
maun kaplama ağaç masanın ardında,
__________________tatlı gülüşünüz yumuşattı beni
oturduğumda deri kaplama koltuğa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!