çocukluktan beri beynimize
yunan düşmanlığını ektiler
ilk karşılaşınca onlarda benim gibi ürkektiler
yine de ellerini uzattılar
karşıma kardeşlik bayrağını diktiler
utandım kendimden
aşkımızın uçnoktalarında dolaştım
bütün kapıları mutluluğa açtim
merhaba
merhaba aşkım
yaşamın bayırında kıraçtım
zorları aştın bana ulaştın
demli çaylarda buharlanır alınterleri
karadenizin yollarına döner fındık toplayan elleri
kaçkarlardan doğan dereler gibi
temiz akar yürekleri
bakarlar mavi mavi
yeşildir gülüşleri
nasıl güler memleket kokan sürgünler
hüzünlü açıyor dalında güller
hayat okyanusunda döküntü taka gibi ilerliyor
ve kanlı kapatıyor perdesini günler
yürek parçalıyor ezilenler
sevebilir mi ölüler
karnımı çöplüklerde de doyururum
dans ederim şehrin ve vapurların üstünde
nice yüzler yere yıkılı
aşkta sınıfta kalmış çoğusu
insanlıkta ikmale
zordur hayat okulu
özür mektubu gibi gözlerin
öpse gözlerimden
sapladığın hançeri çıkarabilir (mi) yüreğimden
yarasında susan gülüm
ne istedin düşlerimden
ah hep bizim kanımızla mı beslenecek bit
sanki şu kalbi delik cimri hayat kudurmuş it
ben bugünden yarına savrulurken ılgıt ılgıt
ömrüm ağıtlara yenilmiş zılgıt
şimdi benim gibi yapayalnız
benim gibi virane
hep gizemini mi taşırsın uzakların
gülüşün lokum
bisküvi yanakların
çocukluğumda hiç tadmadığım
çikolata dudakların
bakal vitrini sanki yüzün
çocuklar bile karanlıktan kaçar
çiçekler de ışığa doğru açar
aydınlıktan korkulur mu kurban
bırak mutluluk türküleri asılsın dudaklarından
ezgiler havalansın saçlarından
saçların varsın yüreğime sürtünsün
senin için her gün elimde bir gül var
gül kokar mevsimler
ne sisli havayı sevdim
ne de sisli sevdayı
sürgünüm ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!