Baksan yüzüme;
Yüzümde hüznün,
Yüzümde neşem,
Yüzümde ruhum,
Baksam yüzüne,
Coşku ve sevinç sesleri,
Doldururdu her yeri,
Sen gitmeden önce,
Şimdi,
Sensizliğin sessizliğinde,
Kötü sevilmez,
Acı çekilmez,
Eziyet katlanılmaz,
Zenginlik paylaşılmaz.
Biz sıradışıyız.
Gelir de neşelenir ya doğa,
Hani, dereler, nehirler coşar da,
Mis kokusu siner ya her yana,
Hani, tüm canlılar kıpır kıpır ya,
İnsan bir başka basar toprağa,
Börtü böcek bir başka,
Gel zaman,
Git zaman,
Doğanları,
Yaşayanları,
Ölenleri, avut zaman,
Bilmem, senin zamanın, ne zaman?
Sabah ayazı vurmuş tenine,
Öğlen güneşi yakmaz,
Akşam güneşi ısıtmaz,
Karanlık rahat bırakmaz.
Isınamazsın,
Sana bir şey sordum,
Bana bir çok şey anlattın,
Bir şeyi anlatmadın,
O sorduğum bir şeyi.
İçimden aktın,
Apaktın,
Uzaklara sarktın,
Ardından baktım,
Unuturum sandım,
İnsan, insan olsun,
Hayvan, hayvan
Dişi, dişi olsun
Erkek, erkek
Bu doğanın bize sözü.
Bu kadar yalın anlatımda, ancak bu denli yoğunluk ve anlam gizli olabilirdi. Şiirlerinizi okumak ve onları okurken düşünmek büyük bir zevk. Bir şairi okumak yeterlidir onu anlamak için. Ama ben büyük bir şairin de şiiriyle anlatmak istiyorum:
YALINLIĞIN ANLAMI
Yalın şeylerin arkasına giz ...