Cevabın peşinden koşarım,
Soruyu bilmeden,
Gözlerin yaşarsa,
Aldırmaz, gülersin silmeden.
Gizlesen hem benden,
Göz olsan bakmazlar,
Söz olsan duymazlar,
Naz olsan çekmezlar,
Arzu olsan istemezler.
Dostluğun öğretti,
Düşmanlığı,
Sevgin öğretti,
Nefreti,
Sevincin öğretti,
Üzüntüyü,
Güneşin doğuşundan,
Tomurcuğun patlayışından,
Suyun akışından,
Açın doyuşundan,
Alıyorum bir nefes,
Tüm bunlar enfes,
Savruluyor hayatlar,
Değirmende savrulan sular gibi,
Tutun hayata,
Yosunlara tutunan sular gibi.
Tutun ki,
Renkli, renksiz
Akan ya da duran,
Kendi kendine,
Öylesine duyarsız, umarsız,
Düşmüşsün içine,
Ağır, ağdali bir şiirde,
Neden yağmaz yağmur, öylesine,
Neden açmaz çiçek birden bire,
Ya da kahraman gülmez hiç kendi kendine.
Uzar hep dizeler,
Bir merdivenin yarısında,
Kapısından girdiğim,
Ve çıkamadığım,
Açık havada başlayıp,
Yağmur altında biten,
Yaslamış çenemi avucuma,
Yatırmışken uzaklara gözümü,
Uzaklarda çok uzaklarda,
Ceplerini arıyor çocuğun biri,
Isıtmak için ellerini,
Ve ben pencerenin gerisinde,
Bu kadar yalın anlatımda, ancak bu denli yoğunluk ve anlam gizli olabilirdi. Şiirlerinizi okumak ve onları okurken düşünmek büyük bir zevk. Bir şairi okumak yeterlidir onu anlamak için. Ama ben büyük bir şairin de şiiriyle anlatmak istiyorum:
YALINLIĞIN ANLAMI
Yalın şeylerin arkasına giz ...