Aşklarda ölürse eğer o vakit
Ay yere iner durmaz üstadım
Hüznümü yüklesen çınara bile
Bilki taşıyamaz devrilir üstadım.
Can canandan olunca sürgün
Duydum ki vefasız birini bulmuş
Bulsa ne yazar sevse ne yazar
Yılda bir verdiği selamı kesmiş
Kesse ne yazar verse ne yazar
Kederle büyüdüm yoksa bulurum
Ayrılığı gördüm dün kızıl ufukta
Ben ağlayamadım sen ağlarmsın
Bir damla yaşına canımı sat’da
Ben satamadım sen satarmısın
Topla gönlümün yaramazlarını
Unuttun mu can demiştim yıllar öncesi
Sen kendi yarını bırakıp gittin
Sır gibi sakladın gittiğin yeri
Dönüpte ardına bakmadan gittin
Gözlerim baka kaldı yüreğimde acı
Islanan kirpiklerim bana teselli tacı
İki damla gözyaşı billur misali inci
Yanağımdan düşmeden bırakıp gittin
Gitme der gibi bakıp boynumu büktüm
Ne unut dedin ne hatırla o an ben bittim
Gönlüm açan goncaydın kendime umut yaptım
Goncayı Kopardın dalından soldurdun gittin
Bir el sallamaya bile kaldırmadın kolunu
Elveda demeye bile oynatmadın dilini
İster unut beni ister gözle demeden yolumu
Bensiz nice olur halin aldırmadan gittin
Hasretini miras bıraktın ömrümüde diyeti
Ömür denen hayatım o andı bitti
Ne ettiyse başıma kahve gözlüm sen etti
Yaktığı sevda odu sönmeden gittin
Gözümü oysalardı acımazdı canım
Umursamazlığın gördükçe kurudu kanım
Hayallerim boş çıktı bu günü dünüm
Sabredip ölmemi beklemeden gittin
Ölmemi beklemeden sırt verip gittin
31/0/2011
Kadri KIRMIZITAŞ
Sök yüreğimi al avuçlarına
Al içinde seni alda öyle git
Süzülsün yaşlar yanaklarımda
Kurusun izleri silde öyle git
Sevdiğimi söylüyüm son kez
Dalından koparılmış bir yaprak hüznü var yüreğimde
Kimse görmedi gelip geçerken dünya üzerinden
Ömrümün en güzel günlerini yitirdim usul usul
Bir hüznün bütün yakıcı ateşi toplanınca bedenimde
Yaşamak nedir hiç anlayamadım ki
Hep güz yelleri esti geçti serimden
Nasılda geçmiş yıllar ömürse doldu
Ne tez bitti sanırsın kısa gün gibi
Sevdiğim uzakta durmuş bakıyor
Sanırsın yar değil bana el gibi
Gitmez sandıklarım ne tez gittiler
Gülüm senden uzak hasretliğin yakar kavurur
Gönül bağını insafsızca talan edip yolan var
kader yari benden aldı uzaklara savurdu
Ne bir duyan ne bir bilen nede halden anlayan var
Yar deyince yanar içim ruhum bedenim
Çıkar yükseklerden yola bakarsan
Yar gözünde hasret yaşı dökersen
Ah edince yangın yüreğine inerse
Dara düştüşersen sen beni çağır
Ahlar kaplayınca gönül yarasının üstünü
Sen bilir misin ayrılığı
Dağ başlarında zemheri kış kadar üşütten ayrılığın soğukluğunu
Sen bilirmisin vurulunca ak karın üzerindeki kan rengini
Sen anlayabilirmisin umutla başlayıp hazinle biten sevdaları
Sonsuz ayrılğın kurşunuyla tam göğsünün ordasında vurulmuşluğunu
Sen ne bilir misin
Kelimeler kadar yalnızlığı anlatmaya çaresiz kaldın mı hiç
Aldığın her nefes kadar üşüdün mü hiç
Yaşadığın kadar sevdiğini hayal edip düşündün mü hiç
Buruşuk sayfalardaki gizli sevda şiirlerini anlayabildin mi hiç
Her okuyuşta iki damlayaşın titrek dudaklarda nasıl döküldüğünü
Sen bilir misin
Karanlığı buz kesmiş gecelerde cam kenarında beklemeyi
Rüzgarın uğultusunda senden bir şeyler koparıp götürdüğünü
Sessiz çığ gibi üzerine düşüp nasıl nefesiz kalıp ölmeyi
Sonu olmayan çaresiz bir yola girdiğini bilir misin
Sen bilir misin
Sen bilir misin kurduğun hayallerin yangınında küllenmeyi
Sonsuz kere ağlamayı gözlerinden kandan yaşların dökülmesini
Ayrılğın ardında ölmeyi neden bu kadar çok istendiğini
Omuzlarına çöken yitirilen umutların ağırlığı altında ezilmişliğin çaresizliğini
Sen bilir misin
Sen bilir misin aynaya bakildığında aklanan saçların tel tel anlamını
Ve o tellere yüklenen acıların yükündeki taşınamaz ağırlığını
Sonbahar rüzgarında savrulan harmanlardaki saman tanelerini
Bir başka bahara kadar kar altında çürüdüklerini
Sen bilir misin
Sen bilir misin giden yılların ardından ağlamasını
Seni sevenin yokluğunda içli sevda türkülerini yakmasını
Sensizlikten öteye başka gidilecek bir yolun bulunmadığını
Yıkılan umutların acısındaki tarifini hiçbir arifin tarif edemeyeceğini
Sen bilir misin
Sen bilir misin yalansız sevdaların bittiği yerde dilek tutulan türbeye dönüştüğünü
Bütün kavuşma dileklerinin bizede dileneceğini
Bu dileklerin anlamını artık sensiz yitireceğini
Kelebeklerin bahara özlemini
Yılların yaşanmamışlıkların bedelini misliyle sana ödeteceğini
Sen bilir misin
Acıların sabrının sonsuz olmadığını
Son durağının iki tane dikilitaşın altında bütün acıların toplanarak son bulacağını
sen bilir misin ben gidersem seni sana emanet edeceğimi
Döneceğinden hiç umudumu kesmeyeceğimi
SEN BİLİR MİSİN gideceğim yerde yolunu yine gözleyeceğimi
Sen bilirmisin (BİLMEM Kİ SEN BİLİRMİSİN)
Sana sevgimin hiç bitip tükenmeyeceğini
Sen bilir misin
20/11/2011
Kadri KIRMIZITAŞ
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!