Ben dağlardan denizlerden öte sevgiliyi bilirim
Sesin tonundaki ninnisini
Bakışlarının derinliğindeki vurgunluğunu
Duymamış görmemişte olsam,
Bir kez tenine dokunmamışta olsam
Sıcaklığını bir ben bilirim
Har yüreğim ona yanar tümden derinden
Hasret güllerim kuruyor dipten kökünden
Gözlerim ağlıyor bir şey gelmiyor elimden
Acısı sineme sığmıyor bilen varmıdır
Şafak sökünce eser sevdanın hüzünlü yeli
An gelir alemde göçülür bir gün
Gelipte dünyada kalan yok bilesin
Sürmeden bahçeyi etmeden sürgün
Gülsüz bağda bülbül ötmez bilesin
Gönül defterini doldur sonuna kadar
Bir ince sızıydı gönül ucunda
Unutmanın arefesindeki bütün yaşanmışlıklar
Son anlarını yaşıyordu taş kaldırımlarda
Takati kesilmiş zoraki atılan adımların altında
Kalplerimiz vurulmuş bir kuşun çırpınışıydı
Sonlar yaşanıyordu ölümün dalgalı kıyılarında
Buğdaylar yeşerip başak verince
Ferik pişirir yerdik bir zaman
Menekşeler çayırda al al olunca
Koşuşup toplardık bir zaman
Gelirdi tandırda balık kokusu
Erken bahar gelirdi dağ başlarına
Şimdi yalnız kalmış bizim köyümüz
Koyun kuzu meleşirdi yamaçlarında
Şimdi yalnız kalmış bizim köyümüz
Nerede o tatlı tatlı söyleşen dilleri
Annenin ördüğü çoraptır yaşam.
Çeksen bir ucundan sökülür gider.
Anlatsan içindekileri dile getirsen.
Göz yaşların sel olur dökülür gider.
Kelimeler bir kere dudaklardan dökülmeyiversin.
O ZAMAN SEVERMİSİN
İlk sevdiğim belki ilk sevdiğin olamam
Amma Kapın da kul olurum
Yada yazı geçmiş gül hazanın olurum
O zaman severmisin beni
Eğer bir gün gitmek geçerse aklından
Ellerini koyuver kalbime ölmemi bekle öyle git
Zehirli iki kelime çıkacaksa ağzından
Seni sevmiyorum söyle, mezarıma yatırda öyle git
Madem gidiyorsun sensiz hayat olur son durak
Duydumki geçen günlere dalmışsın
Gönüldeki izime rastladınmı ne haber
Hasretimi ilmek ilmek örmüşsün
Sinendeki ateş küllendimi ne haber
Güzel günler kavga doldu ard arda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!