bir yol için........bir yoldan geldim...
kent-i Ankara'ya...
geceydi,
çimleri yemyeşildi...
sıcak bir bardak çay ekledi gar görevlileri usulca, benden de yanına pohaça.
geceyi ikiye bölen kırmızı başlıklı kız ardında yedi cücesi geldi
yankı nedir, gözleri uzak kadın?
kaç dizen-m de kapattın onları.
tutkulu kokusunu hissedip, henüz açmış gülün
kırmızısına dudaklarını sürdün mü?
tuz denizmidir, teninden düşen buğusu mu
tatmışım açlığıma dolanıp kalmışım...
Ben yitik bir dervişim;
sözcükler ülkesinde.
Yolculuğum;
düşlerinin peşini bırakanlara,
adını unutanlara.
Ben ayrılıkların yıldızıyım;
bu gece topladı kentin tüm hüzünlerini
sokak çocuklarının günahsız elleri.
ölümün kapısını erken çaldı bir kadın
saçlarını serip geceye.
sokak lambaları eğlencesindeydi işin
sönüverseler bir cinayet düşüyordu sokağa
bildiğim isimler giderken birer birer
inandım bir masalda yaşadığıma
daha da sarıldım her akşam kapısını çaldığım anama
tanrı iyi bir yönetmen miydi sorusuna yaklaştığım her adımda
aklımı başıma almadığıma inandım hala.
üsürsem üzerimi ört
“yazmazsan öksüz kalır kelimeler”
Aynı yerde bekliyorum,
aynı durakta,yokluğunun adresi olan,
defalarca geçen boş otobüslere,yağan yağmura inat.
Ipıslak, bekliyorum.
sürgünsem;
toprağından
suyundan
tenindeki tuzundan
nefesim bir eksik
aklım nedenine
tehlikeli tümceler kurma
dedi kadın.
yırtıldı adamın kalbi, kanadı derinden.
tutmak istedi
ulaşamadı;
küfretti mevsime
baştan çıkartıyorsun kelimelerimi,
yol kalmıyor.
gidiyorum bildiğim gibi.
sonunda sen var-sın ya diyorum.
başka neler di-yorum.
aykırı ne kadar tutuşmamız varsa yangın çıkaran
Aynada kendine bakıp;
Bugün yine yalnızım dedi.
Gidince;
Ayna ağladı...
ya buraya kimse yorum yapmamışşş galiba henüz kimse burayı okumamış :) ben beğeniyorum.....