Ölümü seçmişti Metin Doğan, ancak ölüm onu seçmedi
Tereddüt etti bir an yetmiş tonluk tank, üzerinden geçmedi
Her ne kadar olsa da Metin Doğan, şahadet şerbeti içmedi
Gazilik unvanıyla birlikte, tarihe nokta koydu Metin Doğan
İnanç ve vicdanı ağır bastı; düşünmedi hiç bir an
Cumhuriyet'ten evveldir Türk'ün tarihi, gelir Oğuz'dan, Hun'dan
Arala geçmişin yapraklarını, bak ne çıkacak gör, tarihi dumandan
Bu Millet yetiştirdi; nice kahraman, büyük lider ve kumandan
Dostunu, düşmanını tanıman için, tarihini iyi bil, ey Türk genci
Öyle bir ırkın evladısın ki sen; mazlumu korur, zalime dikilir
Göz kırpıyor umuttan, en düşük ziyalı ışık
Bastırıyor içsel karanlık, bu yaşama alışık
Çığlık atıyor sessizce, beyaz duvar yazıları
Tebeşir tozunda özgürlük, yapıyor bağışıklık
Soğuk duvarlarda bıraktım, benden kalanımı
Ormanın kutsiyetine inanırdı; Bukara
Ağaçları oyardı; durmadan
Büyüsünü bozardı; büyücünün
Kendi verirdi kararını, kimseye sormadan
Güzel resimleri, ağaçlara çizdi
Şu yürekten seven kalbe, ihanet ettin
Bundan sonra etme
Gözümün yaşlarıyla akıp gittin
Tekrar çekip gitme
Doğarken, kız beklemişler beni
Teknik bir arıza olmuş
Erkek doğmuşum
Bir anlık hevesmişim ben
Teknik bir arıza olmuş
Sihirli bir kutu
Aklı alan tutu
Zamanda kırar notu
Müptelanın yeşil otu
Farklı ebat televizyon
Bana öyle bir elbise dik ki terzi
Kumaşı dert, ipliği sert olsun
Rengi karışık, darbelere alışık
Ve bedenime tıpa tıp otursun
Bana öyle bir elbise dik ki terzi
Musa peygambere indirildi; Tevrat
Musevilere bildirilen en güzel kıraat
Semavi kitaplardan gelen, ilk beyanat
Zaman içinde tahribata uğradı; Tevrat
Gittiğin o gün, bende deprem oldu
Yolunu gözlemek, kaderim oldu
İstemesem de, göz pınarlarım doldu
"Özlüyorum" de, tırnak içinde
Gurbetteki hasretin, bende azarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!