Biraz kötülük yapalım
Şu kötülere
İyilik çorbasından yudumlamamış
İnsancıl yolda adımlamamış
Şu kötülere
Elbette ki ölüm var, böyle buyurdu yaradan
Berzahı âlemde, sır perdesi çekilecek aradan
Bu can ile huzura, gitmeden önce buradan
Biriktirdim gözyaşlarımı, gönlümün havuzunda
Biriktirdim gözyaşlarımı, gönlümün havuzunda
Karşımda durur tüm heybetiyle, ibret dolu mezarlık
Geçmişe bakarım, ahiret için yoktur yanımda hazırlık
Azrail kapımı çalsa, ölüm için başlasa pazarlık
Bir şeyim yoktur yanımda, bedenimden başka
Mezarcı olmak, ne ağır bir yük imiş
Yuvamızı sen tesis ettin, yoğurdun
Çocuklarımızı bin güçlükle doğurdun
Kollarını açıp, mutluluğa çağırdın
Sen olmazsan, bir yanım eksik
Zorluklara göğüs gerip, hep aşarsın
Burnu Kaf Dağında olur, bazen insanın
Kaf Dağı dediğin, masallarda bir yerde
Fizan'a uçup, kaybolup yitilir bazen
Fizan dediğin, Libya'da çöl bir yerde
Ruhun hafifliği kaplar ya, her zerreyi
Hafiflik, ölümün ötesinde, bir yerde
Altay'lardan yükselen dumana, hükmederken yağmur
Step tozlarıyla karıştı; eşkin at nallarına tarihi çamur
Manevi duygularla nakşedildi; gönlümüzdeki hamur
Orta Asya'dan çıkmadan kucaklamıştık; Anadolu'yu biz
Dört deryanın etrafında dönülürken, korkusuzca ve ürksüz
Büyük bir kinle dolmuştu
Hayata karşı
Gururunu astı karşısına
Kum torbası niyetine
Ve onurunu giydi
Eldivenlerine
Temmuz günlerinden biriydi
Srebrenitza’da
Ve tavan yapmıştı sıcak
Yıl 1995
Sırp postalları aşındırırken Bosna’yı
Çığlıklar yükselecekti; semaha
Hep boşunaydı; onu sevdiğim
Onun bundan haberi olmadı
Hep boşunaydı; iç geçirdiğim
O, beni hiç duymadı
Korkardım; etrafında dolanmaktan
Nihavent bir şarkının makamında, silinir kulaklarım
Özlemin ateşiyle, kor misali yanar dudaklarım
Her gece rüyalarımda, sen diye hayalini kucaklarım
İçine sinmiyorsa, bu sevdam, boş yere gelme
Sıladan yağan yağmurlar, hatıran ile eşdeğer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!