Yaralı Güvercin
Uçuyorken gökyüzünde sevdaya
Sağlam dala konabilmek zor şimdi
Kırık kanat dalıverdim rüyaya
Kurşun yemiş güvercinim yâr şimdi
YÂR DİYE SEVDİM
Sahvet-i kalb ile çıktım karşına
Alem-i ekberde yâr diye sevdim
Hedef aldın beni bir tek kurşuna
Kaçarsam alnımdan vur diye sevdim.
Yâr Düştü
Küfrân’ın sancısı sardı içimi
Aşiyan yoluna har düştü bu gün
Bildirmedi felek neydi suçumu
Canımdan vefasız yâr düştü bu gün.
Ahh be Eylül yine sen mi geldin.
Yaprağın hışırtısı
Tek başıma yaşadığım şu bahçeli evin penceresinden duyulurken
Yine bir müzik sesi geliyor Eylül’ü anlatan
Yeter bunca yükün kader misin sen
Çok ağırsın artık yoruldum kader
Cehennem nârından beter misin sen
Dost diye yılana sarıldım kader.
Arabaya binsem yakıtım biter
Benzine mazota gaza zam geldi.
Bundan gayrı evde baykuşlar öter
Sobaya kömüre köze zam geldi.
Unutma ki seni, çok seviyorum
Bensiz ağlayıp ta, sakın üzülme
Her zaman yüzüne diyemiyorum
Yanlış anlayıp ta, sakın üzülme.
Terk etmem bilesin, teni gül kokan
Akşam televizyon, sabah gazteye
Dört gözle bakarız var mı bi haber
Telefon açarız dosta, hastaya
Ölmedi mi daha var mı bi haber.
Çok zor gelir aklımıza büyükler
Baş kaldırmış uçmuyor gökte turna kuşların
Kalkar mı ki çağırsam gözde hilâl kaşların
Nevbahara dönüşsün hazân ile kışların
Karşımda nazlı nazlı durmaz mı yâr gözlerin.
Sözlerin yanık kokar gözün beni yakarken
Başına takmışsın beyaz duvağı
Tekir yaylasıdır gezgin durağı
Seni görmeyenin kalır merağı
Nice gönüllerde varsın Erciyes
Şiir oldu düzde gözün ve kaşın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!