Yine sızladı içim, tüttün yine gönlümde,
Sana ulaşmak için tek imkan yok elimde,
Bitmeyen feryat oldu her iniltim dilimde,
Ömrün bittiği yerde taş olmuş duruyorsun.
Sana vasıl olmaya ne ay yeter ne de yıl,
Deli misin sen, yaralı gönlüm,
Yürek olur da yarasız mı olur,
Sevgisiz mi olur yürek dediğin,
Çilesiz mi olur?
Elbette ki; kan ağlayacaksın günler günü,
Elbette ki; yaralanıp örseleneceksin,
Sana bir mektup yazıverdim sayfalar dolusu,
Kağıtlarım denizdeki gurub renginden
Sözcüklerin yağmurlardan, yaz rüzgarlarından,
Taştan taşa atlayan kaynak sularından,
Ormanları kucaklayan sislerden,
Her bir sözcüğüm bir ayrı kuş gagası,
Kıyar mıyım, ah edeyim sana, yaptıkların için?
Ahım tutar, korkarım, ah edemem,
ben bana ederim, her ne edebilirsem,
yerine ben çekerim kahırları, çileleri,
sana hayırdan başka nedir ki; dilemişim
sevdim
Ben gömleği fazla gördüm kendime,
Verilse de samur kürkü neyleyim;
Vurdum kel başımı taştan bendime,
İpek tüylü kara börkü neyleyim?
Develerden dahi yolda yavaşım,
Anılardan yuva yaptım yüreğime, kuşlar gibi,
rüzgar eser, anılarım canlanır,
yağmur yağar, canlanır,
sabah olur, güneş doğar, tırmanır tepelere,
uzanır gider ikindi gölgeleri,
akşamlar iner çevreme karanlık örtülerce,
Bülbülün kalbini diken kanatmış
Gülleri öperken dallar içinde.
Ben o dikenlere çoktan razıyım,
Çünkü sevdiceğim güller içinde.
Güle uzananlar yaralanırlar,
Ağlama, gözlerin dolmasın yaşla,
Ölürsem hayata yeniden başla,
Belki geçer gider ömrün telaşla,
Nasıl olursan ol, hatırla beni.
Dağlara, kırlara bahar gelince,
Servette gözüm yoktur;
Allah 'ı istiyorum.
Cennet 'te gözüm yoktur;
Allah 'ı istiyorum.
Kıl kadar balık gördüm,
Geceleri mızraklar saplanıyor yüreğime,
güneş tepelerden bir mızrak boyu yükselene kadar,
sonra kızgın çöl gündüzlerine düşüyorum bir iyice,
geriliyorum çöl tepelerinde çarmıhlara
kollarım, bacaklarım makaslar gibi açılmış,
buyur edilmiş akbabalar bedenime,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!