Canımı yakmaksa senin amacın,
Hilâl kaşlarını çatıver gitsin!
Azrail mi senin işçin, imecin,
Bir buğulu bakış atıver, gitsin!
Ayda yılda bir gördüğüm yüzüne,
Can kuşum, gideli bir hafta oldu,
Günleri ben gibi sen de saydın mı?
Tükendi dolapta yaptığın yemek,
Karnım zil çaldı bak, sen de duydun mu?
Can kuşum, hasreti yollara saldım,
Bir mahalle bekçisinin,
Kader arkadaşıdır aslında,
Mahallenin çil horozu...
İkisi de düdük çalar geceye...
Birisi asayiş berkemal demek ister,
İçine bak,
Endâmına kapılma,
Ruhuna, içine bak!
Sorgula duyduğunu,
Nedene, niçine bak!
Nasıl da büyüyorlar,
Uzayıp giden gecelerin ardından,
Bir sonbahar gününde doğdun çocuğum,
Muştu getirmiş gibi cennet yurdundan,
Şu gönlümü kevserle ovdun çocuğum,
Yuvamızı sevince boğdun çocuğum.
Gideceksen eğer,
Zahmet edip,
Bana da bir haber ver.
Bir kaç gün önceden olsun.
O kadarcık zaman tanı.
Ben var ya ben,
Fena adam değildim hiç, aslında...
Kimsenin tavuğuna kışt bile demedim,
Meyve çalmadım,
Karışmadım hiç bir kavgaya...
Ben var ya ben...
Yüreğimde har vardır,
Gönül evim kan revan.
Mevsim de ilkbahardır,
Takvimlere bakarsan.
Ancak ne çare kardır,
Aylardan temmuzdur,mevsimlerden yaz,
Baharlar tanımaz, kışa sor beni...
Yemin etme asla, ümit ver biraz,
Çimenlere değil, taşa sor beni...
Göklerde süzülen turnalara sor,
Bir kadın...Tevekkül ve sabır dolu,
Bir kadın...Gözyaşlarına 'aş' diyor.
Hayatı çile ve hep kahır dolu,
Yüreğime bastığım hep 'taş' diyor.
Kadınlar, kadınlar, bahtsız kadınlar!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!