Denizim,
Aşk, büyük bir okyanustur,
Ben ancak bir denizim.
Sen, gönüller sultanı,
Ben, ancak bendenizim.
Başbaşa kalınca kendimle böyle,
Aklıma yirmi yıl öncesi geldi...
Albümde bulduğum bir tutam kakül,
Ruhumu en hassas yerinden deldi...
Bir bahar günüydü, bize gelmiştin,
Bir zamanlar uzak bir dağ köyünde,
Saçlarını rüzgarların ördüğü,
Anasının, gözünün tek gördüğü,
İsmini Hatçe Ebe'nin verdiği,
Elleri kınalı bir kız yaşarmış.
Otuz beş yaşını geçince kişi,
Daha iyi anlamaya başlar Cahit'i...
Yolun yarısında, sonunda mısın?
Zamanın arkasında, önünde misin?
Hatırla hüzün gözlüm, böyle bir yaz akşamıydı,
Mehtabın saçlarını tarıyordun, usulca...
Mesut bir kuş gibiydin, masmavi bir düş gibiydin,
Sana râm olmuş ruhumu sarıyordun, usulca...
Bir güvercin gibi hassas, ürkek ve tedirgindin,
Hayatım lüzumsuz bir lamba gibi,
Sönüverdi, sen de gülme nazlı kız!
Bir tebessüm de mi düşmez payıma,
Elle hoş beş, bana sitem sözlü kız!
Güldürmedin, sen de gülme nazlı kız!
Gecenin gzlerini ben gördüm,
Maviydi, biraz da laciverte çalardı...
Rüzgarın saçlarını ben ördüm,
Hicran kokardı.
Ah gece...
Hüdaverdi Beyefendi,
İhtirassız, kanaatkâr,
İsraf zarar, kanaât kâr,
Düşüncesinde yaşayan,
Mütedeyyin bir adamdı.
Gençliğine, heybetine güvenme,
Şu yirmili yaşları bir geç de gör...
Koca ömrün bir nefestir özeti,
Menzili uzaktan hele seç de gör...
Saçlarına birer birer ak düşer,
Birkaç dakika önce,
Köşebaşında görüp,
Hatrı sayılır bir sadaka verdiğim,
Dilenciyi,
Şehrin en lüks lokantasında,
Pilav üstü döner yerken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!