Beraberlik kavliyle ettiğimiz yemini
Unutmadım sevgili, akan zamana inat.
Yıllar çoktan azıya alıp gitti gem'ini,
Varsın sonsuz minvalde dönüp dursun kâinat.
Düşmüşüm imkânsızın peşine can havliyle,
Yıldırmazken gözümü arsız dal ve budaklar.
Gümüş kanatlı kuşlar haber verdi Vestan'a
İnziva adasını mesken tutmuş bir afet
Büyüleyen gülüşü gamzelense destana
Ne mercanda renk kalır, ne incide zarafet
Siması dolunayda Süphan'ın şahikası
Gizemi çözülmeyen doyumsuz bir manzara
BU NE YAMAN FELEK BÖYLE
Hayalini gözlerime eyleme perde,
Turnalara sordum sahi kendisi ner’de?
Yedi iklim dört bucakta arar bulurdum,
İzin yok ki sırra kadem bastığın yerde.
İKİNCİ BÖLÜM
Günler, sanki ayların çarkında dönüyormuş gibi Figen'e uzun geliyordu. Dış dünyadaki dönen dolaplardan habersiz olan karnındaki bebek iştahını arttırmış, bir hafta içinde solgun yüzü kanlanıp daha da güzelleşmişti. Günden güne büyüyen karnı yeni giysilerin alınmasını şart kılmıştı. Feride hanım, gebelik kıyafetlerini satın alarak getirdiği akşam Figen'in içine düşen kuşkuyu gözlerine yansıdı:
-Abla bunlara ihtiyacım olacak mı ki? .... diye endişesini dile getirdi. Feride hanım:
-İhtiyacın olacak tabi... şeklinde kesin bir ifade kullandı. Şimdi sen bunları giyip rahat edeceksin. Yarın akşam seni Sedat hocanın yanına götüreceğim. Muayene olacaksın. Öyle sanıyorum ki hocamız bu konuda yarın kararını verecektir. Sen şimdi üstünü değiştir rahat et, sonra yemeğimizi yeriz. Bu gece rahat uyumaya bak. Hocamız seni yarın muayene ederken sağlıklı görünesin.
Feride hanım, ertesi gün akşam üzeri Figen'i muayenehaneye götürüp önce kendi kendi odasına aldı. Sedat hocanın yanına varır varmaz:
Yurt dışında olduğu için düğüne katılamayan Tülay Hoca, dönüşünün ertesi günü, Nesrin Hanım'ı ziyaret etti. Balayından henüz dönmeyen çift için hazırlattığı hediye paketini eczacı hanıma uzatırken:
-Düğünde bulunmayı ne kadar isterdim, anlatamam! diyerek üzüntüsün belirtti.
-Kısmet böyleymiş, diyen Nesrin Hanım'ın; fazlasıyla memnun kaldığı bu ziyaret esnasında, düğünden ziyade Gökçe'den bahsetmesiyle meraklanan Tülay Hoca:
-Kimmiş bu kız? diye sordu. Hakkında bir şey öğrenebildiniz mi?
-Kendisiyle konuşma fırsatım olmadı, Edirne'li olduğunu biliyorum. Peri kızı, Leyla Hanım'ın evinde misafir kalıyor. Zernişan sanki geri gelmiş... İnanılmaz bir benzerlik... Leyla Hanım düğünden önce telefonla arayıp beni haberdar etmeseydi, kızı gördüğümde mutlaka düşüp bayılmış olurdum!
-Zernişan'a o kadar çok benziyor demek...
Nurbanu hanım içinden gelen ürpertici hisle, eczacı Nesrin hanımın aranmasını ve Tülay hocanın gecikmeden eve getirilmesini istedi. Gecenin ilerleyen saatlerinde eve gelerek bilinci henüz kapanmamış olan Zernişanı muayene eden Tülay hocanın gözleri; saçları dökülen talihsiz hastanın ensesinin üst kısmında belirginleşen gül motifli doğum nişanına takıldı. İki yapraklı kusursuz şekliyle aklına kazınan doğum gülünden gözlerini ayıramayan Tülay hoca:
-Hanım kızımızın kendisi gibi inanılmaz güzellikte doğum gülü varmış dedi. Nurbanı hanım Evet. anlamında başını salladıktan sonra Tülay hocaya:
-Durumunu nasıl görüyorsunuz? diye sordu. Tülay hoca hüzünle perdelenmiş sesiyle:
-Hastaneye götürsek daha iyi olur dedi.
Zernişan, üzerine eğilen anneannesinin gözlerine yalvarır gibi bakıp:
-Hayır anneanne, beni götürmeyin! dedikten sonra göz kapaklarının ağırlığına dayanamadı.
Sararıp solarken ömür takvimi,
Güzele bakmanın zamanı değil.
Bülbül zemheride gülün vakti mi?
Hayale akmanın zamanı değil.
Aşkın yolu ince, belirsiz makam,
AŞKIN FENDİNE BAKIN
Günah bende değil peri kızında,
Kâlbe keskin nişan alana bakın
Firarım kâr etmez şimşek hızında
Gizli sevda oku salana bakın!
Kaderden bir yazı ki; silemez cümle alem,
Siyah üstüne siyah... Nasıl yazdıysa kalem!
Bilir misin sevgili; öksüz yazarlar beni
Feryadımın şerhini sayfaya işlemeden.
Hızı insafa gelse, yönü nazarlar beni
Kar örtüsü çekilmiş bahtımın üzerine
Yosma bir Ay salındı, şavkı gece raksında.
Gözüm aşina değil eşi ve benzerine,
Peri dedim tılsımın kibrini bıraksın da
Şükretsin tutamadım, elime ıraksın da...
Nerdesiniz,Eski kadim.dostum.nerede..Edebiyat defterindeki yorumlarını gördüm yazima yaptığın oraya pek girmiyorum ama duygulandım.. Bayramin mübarek olsun çok bayramlar görelim.değerli kadim.dostum değerli abim...Saygılar hürmetler..
İKİ ŞAİR/ŞİİR VE ANTOLOJİ.
Şiir Örnekleri 3 - Şarkı
Sükûtu altın saydım, söz dilimde gümüştü;
Beni dilsiz bırakan bakışını hatırla.
Gönlüm aşka düşmedi, aşkın gönlüme düştü
Sineme şimşek gibi çakışını hatırla!
Elinden yudumlarken sevdanın iksirini,
Sandım k ...
hocam harika bir şiir olmuş ben bu şiire şapka çıkartırım tam puan +ANT