Çomak sokmak arı kovanına,
Bir parmak bal dostlarına
Nedemek? bilirdi...
Ağlayan çocuk sesleri
Çok uzaklardan gelirdi.
Hiç duyulmayacak feryatlar
Söyle bana niçin giyinirsin görenler olmasa,
Söyle bana niçin didinirsin yiyenler olmasa,
Bu Dünyada ot da yaşar, insanda.
İnsanlık olmazdı, sizin için düşünen erenler olmasa.
Yine çok yalnızım gök kuşağının altında
Sarı, kırmızı, ya da beyaz, hiçbir şey kalmadı aklımda
Kar tanesi gibi kristal,
Güneş haresi gibi sıcak içim.
Sarılarak zamana
Yalnızlığın koynunda,
Dök günahlarını yağmur yerine
Kükre kükreyebildiğin kadar
Temizle pişmanlıkları
Yaşat yaşatabilirsen, tüm aşkları
Yitip gitmez o zaman, göz yaşları
Sevda nehirleri
Aşkın rengi olsaydı
Kırmızı mı olmalıydı
Sarı mı daha şık?
Ya da sarı mavi karışık
Bir yavru renk yeşil
Yada sevdalar gibi kara
Ayrık otu gibi bittin her yerde
Girdi başım seninle derde
Vuslatın acı verirdi
Sevginse sanki zehirdi
Geçtiğin yollarda bitti dikenler
Hiç batmış bir gemi gördünüz mü?
Bilmezsiniz ne kadar da yalnız ve hüzünlü,
Hatıralarla yüklü her bir köşesi
Zamanı yitirmiştir, sanki yoktur neşesi.
Yinede ölmemiştir, sadece derin uykuda,
Seversin kavuşamazsan
Aşık olursun.
Dolanırsan,
Sarmaşık olursun
Çok düşünürsen,
Filozof olursun.
Beklediğine deydi mi bilmem
Sıcak bir yemek önünde
Onca aç varken yiyebilirsen ye
Yiyeceksin elbet
Önce can denir
Canan sonra gelir
Ne mal isterim Dünyada ne para,
Zenginlik isterim dostlardan yana.
Acırım sevgiden yoksun kalana,
Bir lokma bir hırka yeter bu cana.
Bir düşmanım varsa ağaç kesendir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!