Pişmeyen aş yanar mı
Bir kuru dal donar mı
Bir söyle binde işit.
Uçmayan kuş konar mı?
Sabırla pişirelim
Eski bir istasyonda bekler bir şimendifer
Ya kömürü kalmadı ya gözlerinde yok fer
Çok seneler geçti, kimler bindi kimler indi
Bu trenin yaptığı bilmem kaçıncı sefer
Nice sevdalılar ki bu trenle kavuştu
Ne yılları durdurabilirsin, ne günleri
Unutma bir gün solacak gonca gülleri
Geriye akmaz ki zaman,
Hep bir şeyler götürür, aratır dünleri.
Zaman akar gider, bir su gibi,
Amacı var her sözün
Kapalı olmasın gözün
Biraz sen gel biraz ben
Demokrasi ile çözüm
Ne etek öpmeli ne de el
Benim adım demokrasi
Çok da güzelim
Her türlü saldırıya açık
Kirlenmiş olduğuma bakmayın
Alnım ak aslında
Kafam karmakarışık
Son yaprak düştüğünde
Son nehir kuruduğunda
Son kuş yere konduğunda
Sonun geldiğini anlamak
Yada sonsuzluğa bağlanmak
Koskoca bir aptallık ağlamak
Henüz ikinci kadehteyim, zaman da erken
Buruk şarabın tadı, dudakların da yok öpmeye
Meze almak için çok düşündüm, akşam gelirken
Hiçbir şey almadım senin gelme ihtimalin varken
Kararsızım, bir kadeh daha mı koysam
Saçlarının her teli
Anlatsın seni sevdiğimi
Yine de yetmez diyorsan,
Yıldızlar etsin yemini
Ya da şahit tut, gözlerinin rengini
Durmak zamanı değil, çalışmalısın
Yedi düvel geçti seni, yarışmalısın
Sakın şaşırma, gidersen bu hızla
Avrupa nın çöplerine alışmalısın.
Her bir üniversite olursa medrese
Gençler girecek karanlık kümese
Cahilin Karun’ a döndüğü günse
Bilimle göğsünü geren olur mu?
Dizine vurma sattıysa baban
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!