Nasıl bir asırdır ki bu,
Yirmi birinci yüz yıl?
Aç insanların üzerinde,
Tok akbabalar dolaşır.
Firavunları kıskandıran,
Biz bu vatanın
Evlatlarını,
Mevki ve makamları,
İçin değil.
Biz bu vatanın
Evlatlarını,
Herkes onu hisseder,
Rüzgarı anlanak için,
Ona kulak vermelisin.
Güneş açınca sevilir,
Yokluğunu anlamak için,
Hepimiz Vav olarak geliriz,
Tekrar Vav olarak döneriz
Dünya telaşında Elif gibiyiz
Aşk karşısında, Vav gibiyiz.
Tüm Elifler Vav olmak için,
Vazgeçtim,
Kolay olmayacaktı,
Biliyordum.
Seninleyken,
Sensizliği seçtim.
Islanınca, dudaklarımız,
Yüreklerimiz çok incinince,
Kuzularına dayanamayan,
Anne ve babalarımızdır.
Bugünün hayırsız evlatları,
Verip başa kakacaksan verme
Sevip caka satacaksan sevme
O, bu, şu, deyip hor göreceksen
Sevginden geçeceksen gelme
Söyler misiniz kimlerin dostu?
Bu bendeki kadim yalnızlık.
Gitsin diye kovalar dururum,
Kalıp, içimde oturmak ister.
Gelecekse başka isimle gelsin,
Ne zaman bitecek ki bu bendeki yalnız kalış?
Katrelerim bile gözbebeklerime küsüp kaçar.
Daha ne kadar sürer bu bendeki bahtsız kalış,
Nasibim, masaldaki atın nallarına mı kalmış?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!