Perdeler yırtılır,
Arlar aralanır,
Masum denilen,
Bir günah için,
Yürekler paralanır.
Pişmalık içinde,
Ciğerlerimi emanet etmiştim aç kedime,
Yedi bitirdi kedi, kedinin bunda günahı ne?
Anahtarını vermiştim kalbimin, ellerine,
Aptalsam günah benim, ellerin günahı ne?
Günaydın güneşim, neşem
Her şeyimsin sen benim
Günaydın çayımda şekerim,
Sensiz, eksik kalırım ben
Günaydın Allah'tan dileğim,
Güneş utanınca
Gizlermiş ışığını
Günaydın diyene
Açıverirmiş içini
Günaydın mühür gözlüm,
Dün gece selamın aldım,
Çabuk ulaşsın diye sana,
Selamımı gönlümle yolladım.
Günaydın mühür gözlüm,
Yokluğun sarmışken içimi
Sen çözebilirsin bu kördüğümü
Bekliyor olacağım bir tanem
Acı ve mutlulukların gün dönümü
Yavaş yavaş azalıyor ömrü
Aklım aklım diyorsun
Ne çok şey biliyorsun
Aklın yerinde dururken
Gönülden seviyorsun!
Vazgeçmem diyorsun
Az önce gözümüzün önündeydi!
Kızgın Güneş, nereye kayboldu?
Çok hızlı döndüğü için mi Güneş’in,
Midesi bulandı, gözleri karardı?
Gök gürüldüyor
Yağmur yağıyor
Gün ağarıyor
Radyoda çalıyor
Bir Erzincan türküsü
Gurbet elde bir hal geldi başıma
Sen ölürsün, mavi gözlerinde
Şampanya şişeleri patlatılır,
Seni harcayanların ellerinde.
Sen yaşarsın, tek göz bir evde,
İdeolojilerini kalemlere alırlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!