Bilmem kaçıncı; zamansız,
mekânsız vedaydı bu Allah'sız? ..
Boğazlayıp, boğazlayıp
urgan, urgan
mısralarıma astığım.
Kim bilir hangi diyardan,
Hangi limandan, kalkıp
Geldiler...
Kimi ham yüklü yorgun,
Kimi gam yüklü durgun.
Kimi azgın dalgalara dargın;
Yanlış yosmaların sahte sevdalarına
Yem ettim şiirlerimi yıllarca...
Hiç biri sen değildin
Ve sen olamadılar da..
Sen niyetine yanlış yağmurlarda
Hasretimi erittim,
İçmedim seviştim sigaramla
Kıl kuyruk ölümler inadına
Kimler kaldıysa ardımda,
Sevip de sevişemediklerim hesabına...
İçmeyip seviştim sigaramla
“Beden değil, ruh çürüdüğünde ölürmüş insan”
Ten ve sin benle olursa
En sevdiğimsin.
Sen, kayıp İncil yapraklarından
Kaderime sızan nardinimsin
Kanakan uykularda
kara kâbuslar görüyorum
Saçların diyorum, uyanıp okşuyorum
gözlerine susuyorum
Dişi bir aslan yelesi gibi,
arama artık
pişman pişman
kefeninde cep
cepken falan..
topu topu
üç dünlük
sensizlik sessiz
ve derinden
uzanir içerimde
yakamozlaşır
titreşip durur
düşlerimdeki
Sevdan;
sevdamın kanatlarına sığınmış
yaralı yağmur kuşu…
Gözlerin
Yusufçuk pençesi avuçlarımda
sönük yıldızların sancılı doğuşu
Bir gemi vardı, demiştim;
O eski şiirimde.
Seni alıp gitti, demiştim;
Yıkık köhne iskeleden.
Yakamozlar içinde,
Süzüle... süzüle...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!