Garip yuva kurmuş,bir başı ile,
Konduğu dallara,bakar ağlaşır.
Gurbet ele salmış,göz yaşı ile,
Gittiği yollara,bakar ağlaşır.
Yetim büyümüşler,eller analı,
Tarihine bağlı kaldın,
İzin güzel,Gümüşhanem.
Sana uyan isim aldın,
Sözün güzel,Gümüşhanem.
Verdin göçü,gurbet ele,
Bir yavru ağlıyor,anası hasta,
Seromu koluna,takın hemşire.
Tabipler toplanmış,etrafı yasta,
Kınalı kuzuya,bakın,hemşire.
Eşler yuva yapar,nice emekler,
Dinleyin ağalar beyler,
Şehir bizi değiştirdi.
Göç eyledi canım köyler,
Şehir bizi değiştirdi.
Bacı kardeş,baba ayrı,
Otelin zemini takımı kurduk,
Görevde sevabı deysin diyorum.
Hizmette sınır yok,hazır ol durduk,
Divane cevabı bey’sin diyorum.
Erzaklarım ambardan da aldırdım,
İnsan varolalı âdet gelenek,
Öz benliği dâim yaşatır kültür.
Dünya varlığında ölünceye dek,
Kalkınan toplumu kuşatır kültür.
Gönüle uzanan eli tutanı,
Kimler aç kimler tok,enseye bakın,
Pişmez aşa su kat,yiyen yiyene.
Korkulu depremli fay hattı yakın,
Ukbâ var şimdilik doyan doyana.
Meydanda lafgüzar eser savurur,
Hayali martaval keser devirir,
Mübarek sefere,çağırdı canan,
Vedalaşır iken,babam ağladı.
Yolluk azık için,yoğurdu anam,
Terminalde balam,yaram dağladı.
Sıra ile uçak,hüccacı aldı,
Hira Nur Dağı'na yola koyulduk,
Kuşluk vakti güneş ziya getirdi.
Zirveye varınca sanki bayıldık,
Yorulmuş bedenler sıra oturdu.
Ferahlanıp taşa yaslanan kullar,
Trafik terörü, ocaklar söndü,
Bu teröre artık,yeter diyelim.
Kaza ölüm,yollar,savaşa döndü,
Bu teröre artık,yeter diyelim.
Kırmızı ışıkta,gözler kör olmuş,
Sabah erken kalkar,tarla sürerdin,
Yer içer dinlenir,sonra gülerdin,
Kişneyen dor atı,gider yemlerdin,
Baba niye geldin köyden şehire
Güler eğlenirken,koşar dururken,
Yaşlılık geliyor,var yavaş yavaş.
Çağlayan damarlar,kanı kururken,
Yaşlılık demine gir yavaş yavaş.