Dokuz yüz on altı Rus işgalinde,
Yedi düvel düşman dünyaya gelmiş.
Baba annem doğum sancı halinde,
Muhacirlik günler korkulu doğmuş.
Zamanın behridir,yokluktan inler,
Dostunun cebinde var iken kaydı,
Kara kalem kara siler dediler.
Geçmişten bu güne hatrını saydı,
Pazardan pazara salar dediler.
Destursuz bağlara girer obaya
Eğitim parkına kurulmuş pazar,
Her biri bir icat, ibret almalı.
Yetişmiş öğrenci, planı hazır,
Gelecek yıllara teşvik olmalı.
Bağbanın bağıdır, fidan dikilmiş,
Ceddimin mekanı, kar ile yeşil,
Çiğdemler açılmış dumanlı dağlar.
Virane yapılar, tarihi koşul,
Sahipsiz yapıya, poz gamlı dağlar
Dile gelmiş taşlar, geçmişi andım,
Ayaklar baş olan zamana kaldık,
İlimsiz irfansız olanı sorma.
Mazlumsa hakkıdır,sübhana saldık,
Ariftir mecliste susanı sorma.
Delil ol insanı,fezaya çağır,
Sırası gelince narkoz verdiler,
Tadella pastalar beslidir bu gün.
Operasyon olan yere girdiler.
Entari giyinmiş süslüdür bugün.
Erhan’ın düğünü bayrama geldik,
Yılların hayali söylendi durdu,
Ha bugün ha yarın, bekle olacak.
Madenler şehrinin, Virane yurdu,
Ömrümüz gidiyor, ahir gelecek.
Kayakçı Muzaffer, merhum var iken,
Müstekbir güruhu, zulüm kusuyor,
Adem’den bu yana, durmadı gitti.
Firavun katiller, hala yaşıyor,
İnsanlık hesabı, sormadı gitti.
Hasan el Bennalar, Seyyit Kutuplar,
Ana baba hakkı arsayı göster,
Efradı akraba der,yavaş yavaş.
Yaşı yüze yakın bir yuva ister,
Tablaya tuğlayı ör yavaş yavaş.
Bir oda salonla mutfağı ekle,
Gurbet elde kurdun bülbüle yuva,
Rahmet-i Rahmanı aldı zihni bey.
Ağlama zikreyle kalp ile dua,
Görüşmek mahşere kaldı Zihni Bey.
Yüksek Ova asker nöbet akdinde,
Sabah erken kalkar,tarla sürerdin,
Yer içer dinlenir,sonra gülerdin,
Kişneyen dor atı,gider yemlerdin,
Baba niye geldin köyden şehire
Güler eğlenirken,koşar dururken,
Yaşlılık geliyor,var yavaş yavaş.
Çağlayan damarlar,kanı kururken,
Yaşlılık demine gir yavaş yavaş.