Yetim büyümüşler yokluk yılları,
Varına yoğuna alışan anam.
Bir ömür boyunca hayat çileli,
Bağ ile bayırla güleşen anam.
Daha on üç on dört çocuk yaşında,
Geçmişe bakınca ah çeker içim,
Dünyada beyhude geçti gençliğim.
Çelik çomak oyun herşey o biçim,
Çocukluk yıllarım kuştu gençliğim.
Akardı burnumuz yaşlı gözlerle,
Ahmet Ziyauddin,Gümüşhane'den,
Seni anıyoruz ya Resulallah.
Selatü selamlar gönülhaneden,
Sana sunuyoruz ya Resulallah.
Her yıl kutlu doğum,haftalar bayram,
Adem Havva ile başlayan nîkâh,
Ezelden ebede var olur gider.
Alemi cihanda işleyen fıtrat,
Allah'ın sevgisi yâr olur gider.
Gönüller bağlanır sevda bağınan,
Doksan üç yıl az mı? Kalkınamamış,
Şehrimin kaderi ray diye diye.
Asrın dökümanı boşuna alkış,
Usandık yerinde say diye diye.
Ninni yavrum beşik gönül eylemiş,
Zengin mü’min kullar,giderken hacca,
Mukaddes yerlere,selam götürün.
Akın akın koşar,binlerce hüccac,
Mübarek zatlara selam götürün.
Toplanıp dünyadan,orda buluşun,
Kanuni otağı,süleymaniye,
Selam olsun şirin gümüşhaneye.
Tarihte ulaştı,onbin haneye,
Selam olsun şirin gümüşhaneye.
Kurban torağına,hemi varına,
Ömrümde bir defa balık tutayım
Oltaya yemi'ni koydum gönderdim.
Kayboldu misinam çekip alayım
Sarılmış yosuna soydum gönderdim.
Martılar yüzüyor avcıya neşe
Katarak engelse görmez yüzünü
Kirpiğe değipte kaşı zayetme.
Kelâmı kibarı duymaz sözünü.
Kırılır İmame başı zayetme
Çiftçinin çaresi eker daneyi
Özledim baharı öten kuşları,
Erisin karları yol versin dağlar oy oy oy.
Toprağa gizlenmiş soğuk kışları,
Tomurcuklar açıp gül versin dallar oy oy oy.
Ovalar bahçeler fidan dikene,
Sabah erken kalkar,tarla sürerdin,
Yer içer dinlenir,sonra gülerdin,
Kişneyen dor atı,gider yemlerdin,
Baba niye geldin köyden şehire
Güler eğlenirken,koşar dururken,
Yaşlılık geliyor,var yavaş yavaş.
Çağlayan damarlar,kanı kururken,
Yaşlılık demine gir yavaş yavaş.