İstanbul’dan çıkıp,Torul’a geldik,
Gece,gündüz,aylar,yıllar ağlasın.
Azrail virajda,ölüme daldık,
Yardım,yardım diyen,diller ağlasın.
Kesti yolumuzu,tanker nihayet,
Emekli ol diye,sorarlar bana,
Kıymetmi zayolmuş,Üzerler beni.
Ehli sarraf değil,kenar koyana,
Elekler hileli,Süzerler beni.
Sanmayın koşarken,boşa yaşarım,
Dinle beni perişan,
Yalvar günah kalmasın.
Nefsi ile yarışan,
Yalvar günah kalmasın.
Malı mülkü yığarsın,
Dinleyin ademe,yazdığım destan,
Dünyanın çilesi,gülmedi gitti.
Ezeli ervahta,yazıldı baştan,
Hayatının tadı,olmadı gitti.
Çocukken anası,babası öldü,
Sabah erken güneş çalar dağlara,
Tomurcuklar çiçek açar can olur.
Leylak güller koku salar bağlara,
Bağ evinde cananına kan olur.
Çağlayarak sular akar nehirde,
Huzur ister isen eğer,
Faziletli yoldur dostum.
Arif ilim,irfan değer,
İhlas ikrar haldir dostum.
Alem felah bulur imkan,
Dinle sözlerimi,sahil mahdumu,
Hülya hayallere,salan fethi bey.
Anlatayım sana,saray tahtını,
Uzanmış dört yana,kolun fethi bey.
İktisat okumuş,nasibi boldur,
Hayat gurbet name dizdim,
Sevdiğime sevdiğime.
Sıla özlem selam yazdım,
Sevdiğime sevdiğime.
Vuslatına akit kıldım,
Esfele safile bakma sultanım,
Dağların başını sarmış gibiyim.
Her yiğide ağıt yakma sultanım,
Dostumu düşmanı görmüş gibiyim.
Palavra lafğüzar, ârız aynına,
Yere göğe sığmaz idin,
Şimdi darda kalan gibi.
Aza çoğa doymaz idin,
Şimdi oldun yalan gibi.
Aldın sattın karun gibi,
Sabah erken kalkar,tarla sürerdin,
Yer içer dinlenir,sonra gülerdin,
Kişneyen dor atı,gider yemlerdin,
Baba niye geldin köyden şehire
Güler eğlenirken,koşar dururken,
Yaşlılık geliyor,var yavaş yavaş.
Çağlayan damarlar,kanı kururken,
Yaşlılık demine gir yavaş yavaş.