Bilemezsin ki,
Bu seni kaçıncı bekleyişim.
Limana yanaşan
Kaçıncı gemiydi bu.
Sayamadım ki zaten
Seni düşünmekten.
Bir gün;
Senin de o pamuk
Ellerin titreyecek,
Rüzgârda sallanan
Yapraklar gibi…
Bizim elin dağı kar ile boran
Ne gelen var yanıma ne hatır soran
Kokusu tüter burnumda buram buram
Yollar engel oldu gidemedim sılaya
Değme tabip değme yaram kanasın
Her sabahki gibi uyanabilsem,
Saçlarını elime dolayabilsem,
Bedenimi bedenine yaslayabilsem,
O güzel eski gündeki gibi…
Acı iki soğanı bala benzetsek,
Tüyleri güzel,
Kınalı kekliğin kanatlarında
Saklanan ihaneti
Gönderme ki bana,
Bir kez daha yıkılmayayım.
Hatırladın mı? ...
Kırmızı cüppelinin önündeki
Kara kaplı defteri imzaladığımız
O günleri…
Hatırladın mı? ...
Onu tanıdığımda
Çok küçüktüm.
Yeni yeni emekliyordum.
Aklım ermiyordu
Hiçbir şeye.
Bir gün karşıma çıktı
Üzerinden yıllar geçse de
Her seni gördüğümde
Kalbim heyecandan
Hızlı hızlı atar,
Tenimi doyumsuz
Soğuk bir ter basar,
Var git,
Yolun açık olsun.
Gittiğin yollarda
Mutluluk çiçekleri
Açsın.
Bakma artık geriye,
Bir vesileyle
Tanışmıştık seninle.
Sevdamız da
Bir vesileyle başlamıştı.
Pamuk ipliğine
ne guzel umut ınsanı uynadıran ruyadır.umutlarınızın hiç tükenmemesı dıleklerıyle yuregınıze saglık.