Dolaşır dağ bayır,
Kaçakçı kardeşim…
Doldurur heybesine
Kaçak tütün, rakı,
Yanında cigara kâğıdı.
Otururlar padişahın tahtına
Göz koyarlar sırtındaki postuna
Çelme atar yanındaki dostuna
Namert meclisinde atlas neyleyim
Söğüdün dibinde hamak kurarlar
Vurmayın dostlar,
Bir de siz vurmayın.
Bellerim düşmanın
Nerden kurşun atacağını,
Bıçağı nerden saplayacağını
Bellerim de,
Yaylaya kurduk kıllı çadırı
İçine koyduk ağa ile hanımı
Kuzular meleşir koyun ardından
Ağalar bilmez onun derdinden
Geldiğim yerler
Çok soğuktu.
Kar, tipi, boran,
Yağmur vardı.
Senin kucağın gibi,
Sıcak değildi be anam…
Yaşam ile ölüm arasında durur
Uzun ve ince bir çizgi…
Biz de sonsuz sevgimizi kurduk
İnce ve uzun bir çizgi üzerine…
Adını değiştirdik sadece
Ve aşk çizgisi dedik…
Seni bekledim,
Geçtiğin yolları,
Caddeleri, sokakları
Ezberleyerek…
Elimde senin çok sevdiğin,
Kör kuyuda çırpınıp durdum,
Zindana atılmış bir mahkûm oldum,
Gecenin yalnızlığında kaybolup gittim,
Son veda busesinden sonra…
Yaşaran gözlerle okuyamadım,
Baharda yapraklar
Gazel olursa,
Çatlayan topraklar
Susuz kalırsa,
Sılada çocuklar
Hasret çekerse,
Sorma kızım,
Bana mutluluğu, sevgiyi,
Ben onu hiç tatmadım ki…
Bana sorma,
Yazı, baharı,
Ben onları hiç yaşamadım ki…
ne guzel umut ınsanı uynadıran ruyadır.umutlarınızın hiç tükenmemesı dıleklerıyle yuregınıze saglık.