Gözlerimi açtığımda
Zifiri karanlık odada buldum kendimi…
Henüz altı yaşındayken
Avucuma tutuşturdular
Bir kutu kibrit ve bir mum…
Önüme koydular
Bana bir dost eli verin
Arkamdan vurmasın…
Bana bir çift kol verin
Bedenimi candan sarsın…
Ey! Gecenin karanlığı,
Bulutlarını bana ver ki
Yorgan diye
Üstüme örteyim.
Ey! Gecenin
Nasıl da koşuştular?
Evini yakmak için.
Mahallenin kadını, erkeği,
Yediden yetmişe naralar atarak,
“Yakın, fahişenin evini” diyerek
Kapına üşüştüler leş kargaları gibi…
Belki bir gün
Gelirsin diye.
Senin için topladım,
Bu güzel çiçekleri.
Solmaması için,
Gözyaşlarımla suladım.
Benim babam,
Yüreği temizdi, mertti,
Sözünün eriydi,
Dost canlısıydı.
Evlatlarına karşı,
Sen ki;
Damarımda akan
Kan da olsan,
Bana hayat veren
Can da olsan,
Sahra sıcağında,
Irak yoldan geldim hancı
Dinmez yürekteki sancı
Ne ana var nede bacı
Acılarım yeter bana
Dert aldı babayı gardaşı
Gitme bu ellerden,
Buralarda açan her çiçek kurur…
Arkandan acı acı ötüşen kuşların
Sesini duymak beni kahreder…
Gitme bu ellerden,
Gül;
Al yanaklarında
Aşkı çağrıştıran
Kırmızı güller açsın
Sonsuza kadar…
ne guzel umut ınsanı uynadıran ruyadır.umutlarınızın hiç tükenmemesı dıleklerıyle yuregınıze saglık.