Estik bir yel gibi
Şu dünyanın yalancı nefesinden
Sığamadık dağlara taşlara
Kaç dalı kırdık döktük bilmeden
İçip durduk sarhoş gibi
Şu şiirlere
Beni de yazın
Gözlerimden değil
Kalemin ucundan
Aksın gözyaşlarım
Her çiçekte seni kokladım
Her güzelliğin içinde
Seni aradım
Geceler zindanlarım
Duvarlar sırdaşım
Sen çaresizliğimi süsleyen
Efkar çiçeği
Seslensem açar mısın
Yapraklarını bana doğru
Ya da üstünde
Bir evin penceresindeyim
Onun gözlerine açılan
Aynı sokağın insanıyız
Ayrı kapıları çalan
Taşlı bir yol var aramızda
Yokluğunu yudum yudum içen gözlerim
Kurutmuş kana kana içtiğim hasret pınarını
Bekler dururdum bir tek sevinç gözyaşını
Son damlasını da ellere verdin
Sönmez bir ateş gibiymiş ayrılık dediğin
Ecel çeşmesi akar durmadan
Nice güzeller içmiş suyundan
İşittin mi gidip te geri geleni
Uyan artık gaflet uykusundan
Fani kafes açıldı mı
Dalıp dalıp giderken gözlerin kara bahtına
Çalmasın bu gülüşünü benden bu keder
Çevirme yüzünü koyma beni karanlığa
Seni böyle görmek bana zulümden beter
Felek sürsün beni amansız yokuşlara
Mektuplar yazdım gözlerine
Okuyupta ağlasınlar benim için
Hasret nedir bilmez olmuşlar
Dökülsün yaşlar benim için
Gurbetten sılaya varmaz elim
Niçin bana sitem edersin ey yar
Çoktan sönmüş o içimde ki yanardağ
Şimdi vefasız bir ateş yakar sinemi
Senden bana ikram mıdır bu efkar
Boşunadır bu feryadın bu ahuzar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!