Yürüyorum dalgın dalgın geçmişin sokağında
Kimse bilmez ne haldeyim hangi alemdeyim şimdi
Ne kadar da çaresizce yanıyor sokak lambaları
Faydası yok der gibi yürümenin bu yolda
Benden kaçmak istercesine aldığım her nefes
Estik bir yel gibi
Şu dünyanın yalancı nefesinden
Sığamadık dağlara taşlara
Kaç dalı kırdık döktük bilmeden
İçip durduk sarhoş gibi
Bir evin penceresindeyim
Onun gözlerine açılan
Aynı sokağın insanıyız
Ayrı kapıları çalan
Taşlı bir yol var aramızda
Yokluğunu yudum yudum içen gözlerim
Kurutmuş kana kana içtiğim hasret pınarını
Bekler dururdum bir tek sevinç gözyaşını
Son damlasını da ellere verdin
Sönmez bir ateş gibiymiş ayrılık dediğin
Dalıp dalıp giderken gözlerin kara bahtına
Çalmasın bu gülüşünü benden bu keder
Çevirme yüzünü koyma beni karanlığa
Seni böyle görmek bana zulümden beter
Felek sürsün beni amansız yokuşlara
Mektuplar yazdım gözlerine
Okuyupta ağlasınlar benim için
Hasret nedir bilmez olmuşlar
Dökülsün yaşlar benim için
Gurbetten sılaya varmaz elim
Şu fani dünya durmaz döner
Çok durdum diyen yalan söyler
Nice ateşler yandı küle döndü
Bir nefeslik sıhhate
Hasret ile gidenden haber ver
Bir yolum
Yollar içinde farkedilmeyen
Bir yolcuyum
Kendi yolumda kendimi çiğneyen
Gönül sayfana yaz beni de
Kırmadan kalemin ucunu
Soğumadan elinin teri
Silgi istemez yeter ki
Buğulanmasın kelimeler
Cümleler içinde
Yüreğim soğuk bir mahzen gibi
İçinde yıllanmış hatıralarım
Bir sen varsın
Selamsız sabahsız gelip geçen
Bir de her gün merhabalaştığım
Yalnızlığım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!