Dudaklarında bir şehir var senin
Ankara'da üşümek
İstanbul'da ağlamak gibi
Bir dudağın ucunda alevlenip
Havaya karışan beyaz bir duman gibi
Her gece her saat büyüleniyorum güzelliğinde.
Keşke diyebileceğim bir umudum olsaydı
Sana gelebilmek için bir pusula olurdu gözlerim
Oysa sensiz hiçbir şeyim yok yalnız bir gölgeden başka.
Seninle yanyana olduğumuz gecelerde
Ben günahlarımızı üzerime alıp
Senin cennetteki hayalini kuruyordum
Bütün gece dudaklarım teninin her zerresinin kokusuyla buğulanmış bir parçasıydı.
Kalbimin öylesine müsterih oluşu
Odamdan içeri girdiğin o çocuksu sesindi.
Morarmıştı kuşlar
Pembe güller dökülmüştü
Dağ çiçeği ağlıyordu
Kırıktı kelebek kanatlı
Kapalı gözleri kış gibi yağıyordu geceye
Dudakları gün ışığı oluyordu
Eğer sen bir şiire hasret olsaydın
Pencerene vuran yağmurları
Görmezden gelmezdin.
Onlar benim sana yazdığım en güzel şiirlerimdi.
Hiçbir şeyimin sende merak uyandırmadığını
biliyorum.
Vakitlerden pembe ve siyahın
Şiir gibi teninde öpüştüğü güzel kadın.
Mevsimlerin ulaşılmaz güzelliği
Kaygı dolu günlerimi unutturan ilk gökkuşağım
Sayısız umutlarımın rüzgargülü
Müsterih oluşumun sebebisin.
Belki ben anlatamadım sana kendimi;
Bir daha sizin sokaktan geçsem seni yine
Aynı yerden öperdim...
Dudaklarımın uçuklarında kaldı hasretin
Nefesim bir karanlığın içinde soluyor gibi
Hiçbir şeyi gizlemeye de gerek yok aslında
Eskisi kadar akşam olmuyor bu şehirde
Ara sıra bazı duygular içinde ağlıyor
Korkuyorum çaresizliğime.
Güneşsiz geçen her günüm
Biraz daha yalnızlaştırıyor beni
Yokluğunda yoksullaşıyor
Bugün bu ayrılığa son vereceğim
Göreceksin...
Bu korkunç karanlıklardan çıkıp
Ölümsüz güzelliğinde son bulacak ellerim.
Gökyüzünün üstüme ağırlık gibi çöktüğü
Yumruklanmış gibi hissettiğim
Şiirlerimin mısralarına gizlenen güzel kadın
Bugünüm de sensiz geçti.
Ben ibrahim,
Bembeyaz çarşafların üstündeki ulan!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!