Hiç kimseler bilmez senin bir kadeh
İnceliğindeki zarifliğini.
Bir tenin üstünde dudaklarımın
Her zerreni nasıl minik minik öptüğünü .
Eski bir şarap mahzeninin güzelliğinde
büyülüyorsun beni.
Eylül yağmurlarında ıslanmak istiyorum.
Toprak kokusuna karışmak,
Temiz bir bedende bir can olmak.
Kentsel dönüşümde terk edilmiş apartmanların;
Köhne duvarlarına yazılmış ucuz fahişelerden,
Osuran vajinalarının bıraktığı seslerden,
Biliyor musun sevgili?
Mutluluğu unutmuş olsamda
Düşlerden kurtulabilmiş değilim hala
Sen bir bilmece gibi duruyor olsanda içimde
Yokluğunun üşümelerinde çırpınıyorum!
Bir intihar gibi bir sahra çölü gibi savursanda beni...
Hep bir ile başlayan sabahımın
Hep bir ile devam eden gecesinde
Aynı bir ile başlayıp
Bir türlü bir noktasını koyamadığım
Yazdığım bütün saçmalıklara rağmen
Hiç iki olamadığın bir birdin bir güzeldin
Kimisi tarikat yoluna verdi kendini
Kimisi bu dünyada mehdi oldu.
Ben en çok cacık oldum
Hıyar oldum
Hıyar ağası oldum
Eğlenip durdum bu dünyada!
Sen bana çayın demlisini yap. Ben sana açığını. Sonra öpüşelim ve dudaklarımızda bulalım çayın en güzel tadını.
Dünyayı terk eder mi kurşun?
Tankların ağırlığını kaldırabilir mi kuşlar?
Bir çocuk öldüğünde kanat çırpmaya müsait midir gökyüzü?
Yaşayabiliyor mudur hala bir annenin kalbi?
Kefen giymiş çocukların gözlerini yiyor mudur böcekler?
Didik didik ediyor mudur kuşlar böcekleri?
Bütün gece sizin mahallede ışıkların sönmesini bekleyip,
Yağan yağmura ve rüzgara aldırış etmeden,
Karşı apartımanın saçağına gizlenip,
Daha sonrada senin pencerene,
Mutluluk zerzevatçısı diye bağırıp kaçan o deli bendim sevgili.
Mutluluğu unutmuş çocuk.
Hadi uyan!
Karanlık gecenin vahşi tanrıları sarmış bu şehri!
Rüyalar yok ağlayan çocuklar görünmüyor artık!
Biraz sabır biraz kuvvet
Kırılmam,darılmam inan!
Muhafazakar camianın mübarek kızı
Şiirlerimi din ile bağlayıp
Gıybetimi ederek
Yoldan çıktığımı söylemiş.
Şu zamana kadar kimsenin
Hayatında tasarruf etme hakkını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!