Arı kanadında saklı
İğne giydirilmiş;
Dikenli düşlerim...
Her zehirli petekte
Gözlerini arıyorum.
Gece sokakta gezinirken
Kendi gölgemin izlerini
Beni takip ediyormuşcasına
Sevdiğim kadın üzerine yormak
Bir o kadar heyecan ve mutluluk veriyorken
Bir o kadar da eğildiğim de
Bugün aşk varsa yarın ayrılığın olmayacağı ne malum.
Her düşünce kendi sahibine ait olmuşsa eğer
Ne günahını bil ne sevabını tanı
Yalandan uzak dur!
İşte o an büyük bir heyecanla beklersin cennet ve cehennem kapısını.
Ne melekler gördüm gördüğümü sandığım bu dünyada.
Yalnız mı kalırım sandın
Bu hâlimle bu alemde yanıldın
Zalimsin,beyhudesin sen.
Şimdi gökyüzünde uçuşan kuşlar var
Adaların karşı tarafında
Kendine yer edinmiş kedi kokulu
Eylül ayında
Oda da kimse yok
Seste yok
Güzel de yok
Eskiye dair hiçbiri yok
Güzelde hatırlamıyor beni
Vuslatından uzaklaşmış
Kan kızılı bir çığlığın içersinde
Terk edilmişliğe beşkala
Bir yudum şarap bir yudum sessizlikti
Gecenin en susamışlığında.
Neden aşk şiiri yazmadığımı
Bir Rüstem bilir
Bir de Niyazi
Zaten Recep bu muhabbetin en güzel türküsünü söyler
Trabzon'un en güzel adamı.
En büyük gırgırı da Kadir geçer
Hayatımda hiç kimsenin altına yatmadım
Senin altına yattığım kadar.
Hiçbir otomobil sevişmeyi öğretmedi bana
Senin içinde seviştiğim kadar.
Ve benzin bittiğinde
Hiçbir bidon bu kadar yakışmadı elime
Seni çok özledim
Çabuk gel sevgilim
Bir hoş geldin'e oluyor çayın?
İstanbul'u görüyorum,beyaz teninde
Çaresiz bir akşam üstünü tarif ediyor geceye bakan gözlerin
İstanbul'u görüyorum,beyaz teninde
Bir kadının yanağına şiirler yazılıyor;
Virgüller, noktalar,mısralar içinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!