Bir kış sabahı görüyorum.
Beyaz gelinlik giymiş yeryüzü.
Bir telaş var sonbaharda,
Köprüden geçerken unutmuş ilkbaharı.
Mevsimlerde hazırlık safhası,
Yazı çıkmazdan kurtarıyorum.
Gel otur de usulca
Okşa saçlarımı ellerinle
Güç bulayım gür sesinde
Yolunu bekleyeyim yine
Ve sen elinde istediklerim ile
Gel ki katlanır olsun bunca şey
Sinmiş kokusu üzerime.
Gittiğin günden kalma hatıraların.
Ve buğusu gittiğin günün ardından.
Döktüğüm her damla yağmurun.
Nasıl bir hal ise gören kaçıyor benden.
Mehtabı seyre daldım dün gece,
Gün ağardı,gün ağırdı.
Bir yağmur bulutu indi göklerden,
Yapraklar hazlandı, yağmur hızlandı.
Sen yağdı yine geceme usul usul,
Yorgun bir sonbahar uğultusu,
Değmez seni bunca üzdüğüme
Her halin her halde güzelken sevgili
Kimse inanmaz bu güzel rüyayı gördüğüme
Çok tanrılı bir dine inansaydım
Muhtemelen seni tanrı seçerdim
O kadar benziyor ki merhametin onunkine
O kadar sevgi dolusun ki anne
Mumyalar saklardım seni
Her an taze kalırdı gülyüzün
Bir martının türküsü
Göğü kızdırmaya yeter
Ne eder geçen ömrün öyküsü
Su misali geçti seneler
Bir bardakta ağız izi
Gelin toplanın analar hele diyeceklerim var.
Öyle uzak durma komşu sende dinle.
Ortadoğu kan gölüne döndü analar.
Siz değil misiniz dünyayı yakan evlat deyince.
Az oturun bırakın işleri güçleri yarına.
Birgün de benim için gidemesin çocuklarınız okula.
Serpildi üzerime taştan yapılmış evler
gökdelenlerin maviye olan uzaklığı
yüreğimdeki denize yansıyan rengi hiç etti
kendi söküğünü bile dikemeyen eller
koca Sinan'ın ah ettiği merhamet yapıtı
gönlümü yıktı yık emri almış erler gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!